27 Temmuz 2011 Çarşamba

Eşeğimi Buldum



Dün sabah mavi kartın kaybolduğuna kesin kanaat getirince  'Allah'ım beni hiç sevmiyorsun gerçekten nefret ediyorsun benden' demiştim. Çünkü sabahları aksilik yaşamaktan hiç hoşlanmıyorum. Gün içleri ve akşamlarım zaten %99.99 kötü geçtiği için en azından sabah ayılana kadar aksilik olsun istemiyorum.

Ama oluyor. Hiç bitmiyor aksilikler. Bir de akşam yeni bir kart almak için bir saat güneşin altında bekledikten sonra, tam da muradıma erecekken 16:30 da şak diye kapattı mı adam gişeyi? Kapattı vallahi. Gözümüzün yaşına bile bakmadı.

"Yok cidden hiç hoşlanmıyorsun benden di mi?"

Yaz aylarından, güneşten, sıcaktan, terlemekten, leş gibi ter kokan insanlardan nefret ediyorum. Ve hepsinin arasına düşmüş, sabırla beklemişken muradıma eremeden yine ellerim bak boş kaldığından kıçımı avuçlayıp eve dönüyorum.

Cidden hep böyle oluyor. -ya da ben abartıyorum.-

İsyanlar içinde eve döndüm, herkese ağladım sızladım falan. Gece yatmadan önce annemle -zaten hiç dikkat etmezsin sen bişeyine- temalı bir atışma bile yaşadık. Rüyamda mavi kartımla kırlarda koşuyorduk.

Sabah gözlerimi bir açtım. Aslında açamadım hafif araladım (hala aralık ayılamadım bir türlü) bir de ne göreyim annem ve elinde mavi kartım. Bu bir rüya mı acaba dedim. Kendimi çimdikledim. Yok rüya değildi, oradaydı açılmış kenarları, minik metal şeysi ile bana bakıyordu.

Annem 'Allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş. Sen O'na biraz daha yakın olsan neler bulucaksın kim bilir" dedi. Sabah sabah yine soktu lafını sağolsun.

'Aaaa nerede buldun?' dedim fakat annem anlatırken uyumuşum. Saati 07:30 a kurup masanın üzerine koymuş ki uzakta olunca kalkmak zorundayım ya kalktım efendim kalktım. Sonra kapattım yine yattım. Bana pek işlemiyor böyle saati uzağa koymalar falan. Sonuçta ben saat çalmadan bir dakika önce uyanıp alarm sesi duymayım diye kapatan insanım. Saat sekizdi kalktığımda ne giysem, saçları ne etsem, çantam nerde, gözlüklerim nerde, aa sigarayı unuttum dönüp alayım derken saat 10:00 da geldim işe.

Hayat çok garip, kaybedilen eşekler falan.



7 yorum:

AVRAM dedi ki...

Sizinevin adresini bi versene. Annene bir paket yollayacağım. Sende kullansın işe yarar. Adı meşe..

geveze baykuş dedi ki...

zaten akbil de değişip karta dönecekmiş, sen hazır bulmuşken onu karta dönder ve cüzdanına koy bebeyim.

SeV@L dedi ki...

Ustacım Dudullu'da kime sorsan gösterirler. Dudullu'nun jet sosyetesiyiz sonuçta :P

Baykuşum bu sabah yaptım o işi güneş altında bir saat daha geçirdim ama hallettim. Tatil bana haram olduğundan böyle otobüs sırası, kart sırası gibi yerlerde bronzlaşıyorum.

Hatta İstanbul içinde seyahat edenlere önerim akşam saatlerinde Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçerken otobüsün sağ tarafında otursunlar. Sabah saatlerinde Anadolu yakasından Avrupaya geçerken de sağ taraftan şaşmasınlar. Tecrübeyle sabit. :))

geveze baykuş dedi ki...

e yavrum o zaman da tek taraflı bronzlukla topluma karışmak içsel çatışmalara yol açmayacak mı? :D

guguk kuşu dedi ki...

çok sevindim.. yakın geçmişte benimde bir eşek vakam var. benim 20 yıllık bir cımbızım varki....yerini hiçbirşey doldurmaz. etrafımdaki pekçok kişiden daha değerlidir benim için. onu kaybetmiştim. haftalar sonra buldum hemen izmirdeki kızımı arayıp: heyyoo irem sana çok güzel bi haberim var cımbızı buldum.....irem: yaaa yaşasınn nerdeymiş vs vs vs muhabbeti yaşadık.

SeV@L dedi ki...

ben yeni bir moda akımı başlatırım diye düşündümdü. :)

Mesela tayt modası var, onu bırak açık ayakkabı içine çorap giyme modası var bu neden olmasın? sorarım sana Bayankuş :)

SeV@L dedi ki...

Gugukum hakikaten bazı eşyalar çok küçük ama çok çok değerli oluyor. elin başkasına alışmıyor, alışamıyor çok iyi anlıyorum seni. :)

Bu arada ben mavi kartı buldum ama bugün gittim ama yeni sistem için mecburen değiştirdim. :) buruk bir sevinçti yani :D