24 Aralık 2013 Salı

Gelinlik Seçmece

Küççücük bir kız çocuğuyken perdeden kendine duvak yapmamış, ergenlik ve gençlik zamanlarında, hatta nişnalanıp evliliğe doğru kocaman bir adım attığın da dahi bir gelinliğin hayalini kurmamış birisi olarak başıma gelecek en sıkıntılı işlerden birinin gelinlik seçmek olacağını biliyordum.

Bu yüzden sürekli erteledim. Benimle gelmek isteyenleri ektim, ben gider bakarım dedim gitmedim. En son Pazar günü iki tane cazgır hatun tarafından yakalanıp zorla götürüldüm. Mecburum da artık az kaldı düğüne.


İlk girdiğimiz yerde, ilk denediğim gelinlikle, ilk görüşte aşk yaşayarak aslında kararımı verdim. Sanırım daha fazla uğraşmak istemediğim için oldu bu. :) Ama biraz daha dolaşmamız konusunda ısrarcı olunca kızlar dolaştık, giydik çıkardık. Sonunda ilk gittiğimiz yere geri döndük.

Gelinlikçileri dolaşırken de durum şu, bizimkiler önden girip "şöyle şöyle şöyle bir gelinlik bakıyoruz, eteğinde su yolu olsun" diyorlar. Gelin hanginiz diye soruyorlar onlar da beni gösteriyorlar. Ben giyiyorum beğenmiyorum çıkıyoruz. Girdiğimiz dördüncü ya da beşinci gelinlikçi de "Su yolu ne ya sorup duruyorsunuz?" demek geldi aklıma ki eteğin altındaki dantelmiş. :)


Bir de tamam artık 90 kilo değilim ama yine de zayıf, şahane fizikli bir insan da değilim. 36 beden gelinliklerin içine sokmaya çalışıyorlar. "bi üstünüzde görün hanfendiğ" diye. Hey yarabbim!!

Ben hiç bir zaman kendini beğenen bir insan olamadım. Sanırım bundan dolayı ya da bende mi sorun var bilmiyorum ama sevgili hanım arkadaşlarım bir şey söylemek istiyorum ki gelinlik o kadar da şahane birşey değil ya!Gelinlikli birini görünce hiç bir zaman içten bir "Aaayyy çokkk güzel olmuş" diyemedim. (Güzel olmuş dedim tabi öküz değilim o kadar aşk olsun) Kuzenim ölçüleri verdikten sonra gelinlikçiden çıkarken "ayyy kalbim güp güp atıyor çok heyecanlıyım" dedi ki ben 1 gram birşey hissettiysem arap olayım. Tamam güzel olunuyor da yani ne bileyim benlik bir şey değil hacı! Saçlar, makyajlar...

Sanmayın ki evlenmek istemiyorum. Evleneyim istiyorum ve evleneceğim adamı seviyorum da ama bu düğün, kına işlerini cidden hiç sevmiyorum. Bi de yemek yapmayı hiç sevmiyormuşum onu farkettim. Söylemiş miydim?


Aylardır düğün olacak madem kına olmasın o dertten azad edin beni diyorum. Ağladım, yalvardım dinletemedim sözümü ki gidip organizasyonu bile yaptılar. Bi de bindallı diyorlar. Bindallı ne ya!!!

Ben dedim ama ben dedimmm !! Daha istemeye gelmeden beni bunlarla hiç uğraştırma kaçır dedim. 




4 Aralık 2013 Çarşamba

Seçmece Mevzusu

Çocukluğu boyunca annesi ile zorla pazara sürüklenmiş,poşet taşımaktan kolları uzamış, annesi dolmalık biber, patlıcan, patates seçerken sıkıntıdan öleyazmış bir insan olarak, ta ki geçen pazar gününe kadar seçmecenin gelip benim yakama yapışacağını tamamen aklımdan çıkarmıştım.

Annem çalışmaya başladığından beri babam da bende evde pek yemek aramıyoruz. Kuymak, çay, çorba makarna yaşayıp gidiyoruz. Doğal olarak da uzun süredir alışveriş de yapmıyoruz doğru dürüst. Ama Pazar günü misafir gelince durum değişti. Alışverişi hatırladık. Anneminde evde işi olunca alışverişe ben gittim. 


Şimdi efendim beni bırakın temizlik malzemeleri reyonuna çamaşır suyuydu, yumuşatıcıydı, deterjan, sabun falan derken reyonların arasında dağlarda gezen Heidi neşesi ile dolaşır alışveriş yaparım. Bana ev verin temizleyeyim bir kere of demem, hasta olsam iyileşirim yeminle. Apandisit ameliyatından 2 gün sonra koltuk çekip altını süpürmüş insanım nihayetinde.

Ammmaaaaaa.... İş mutfak alışverişine gelince orda dur hacı. Ben bu konuda tamamen sıfırım. Fekat pazar günü sebze reyonuna girip almam gereken iki malzeme vardı; Kıvırcık ve patates.

İlk önce diğer alacaklarımı tamamladım, sonra tam sebze reyonuna girecekken vazgeçip marketin içinde bir tur daha attım. En korktuğum yer orası çünkü ama şimdi mecburdum. Biraz cesaretimi toparladım ve daldım.

İlk hedefimiz kıvırcık.

Tezgahın önündeki kadın ben cesaretimi toplamak için tura başladığımda ordaydı. Ki benim cesaretimi toplamam bi on dakika almış olsa (arada gidip sakinleşmek için çamaşır suyu kokladım) ALLAHIMM!! Kadın on dakikadır kıvırcık seçiyor. Dış görünüşünden tipik ev hanımı olduğu varsayımını çıkarırsak, lan o bu kadar zorlanıyorsa ben ne yaparım ! Neyse o ablayı inceledim biraz, kıvırcığa bakıp geri koyuyor, sonra başka bir demete bakıp geri koyuyor. On dakikadır aynı şeyi yapıyor.

Ben de elime bir demet kıvırcık alıp baktım. Gayet kıvırcık. Sonra başka bir kıvırcık aldım baktım. Lan o da kıvırcık! Nesini inceliyorsun anasını satayım! dedim o ablanın abarttığını ve tezgahın en güzel kıvırcığını aldığımı düşünerek oradan ayrıldım. Çok rahatlamıştım.

İkinci hedef patateeeeeeeesss..

Burdaki ablalar daha zorluydu. İki tanesi bütün tezgahı popoları ile kapamış umarsızca, hunharca patates seçiyorlardı. Bir insanın patates seçerken bu kadar "cool" görünebileceğini asla tahmin etmezdim. Ellerine aldıkları patatese göz ucuyla bir bakış atıyorlar ve sonra bir pislik parçasıymışcasına onları ileri doğru atıyorlardı. Patates almak zaten zor,  bunları görünce hepten moralim bozuldu. Şimdi kıvırcık tek parça al git ama bu öyle mi beş tane patatesi poşete koymak için yirmi tane patatesi incelemek zorundasın. Allah'ım çok geriliyorum !

Ablalardan birinin işi bitince usulcak tezgaha yanaştım ve burda da kıvırcıklarda yaptığım gibi yaptım. Elime alıyorum bakıyorum e patates işte, onu bırakıyorum başka alıyorum o da patates! İnanın kendilerine dair başka hiç bir fikrim yok. Arkadaş ben pantolonu bile denemeden alan insanım. Patatesi nasıl seçeyim.  Ayrıca patatesi patatesten ayırmanın bize ne faydası olacak! Sorarım sizeee!!!!! 

Öhööm !! :)

Neyse herhalde işin raconu bu diyerek elime bi patates alıp ileri attım, sonra elime aldığımı poşete, bir ileri, bir poşete derken altı tane patatesi tamamladım.


Ve ben Seval bir zorluğun daha altından kalkmıştım. Marketten elimdeki poşetlerin ağırlığına aldırmadan uçarak çıktım.

Ertesi gün ise yarım saat annemden patates ve kıvırcık nasıl seçilir? nelere dikkat etmek gerekir? konulu bir ders dinledim. Zira kıvırcık kart, patatesler de yeşilmiş. 

Bi de evimin kadını olacağım diyorum.  Yaaaaaww bıraaahk!!! :)