29 Eylül 2009 Salı

28 Eylül 2009 Pazartesi

nefret ediyorum şu başlık işinden.



Lily Allen - Fuck You Very Much.


haydi hep beraber söylüyoruz fuck youuuuu fuck youuu very veryyy muuucchh ...
bir süre sadece işimdeyim gücümdeyim modunda olacağım burayla uğraşmayacağım
bu şarkı da önce izin kullan diyen sonra bir ton iş yükleyen sevgili patronlarıma girsin hemde köküne kadar

fakyu
yani
sevgilerimle seval


25 Eylül 2009 Cuma

.

Dün akşam kalabalık bir aile toplantısındaydık ve erkeklerin tümü televizyona kilitlenmiş Kurtlar Vadisi izliyordu. Yeni bölüm mü? diye sordum. Ve o an izlediklerinin yeni bölüm olmadığını, haber olduğunu söylediler. İnanmadım tabi onbeş dakikadır Polat ordan oraya koşturup duruyor, özettir bu dedim. Dalga mı geçiyorsunuz lan benle dedim. Yok artık dedim. Çüş dedim. Böyle şaka mı olur hiç inandırıcı değil dedim. Ama onlar ısrar ettiler. Haber bu diye. Bir kaç dakika sonra ekrana haber spikeri kız çıktı. Herkes bana dönüp "inandın mı şimdi?" dedi. Bense hiç birşey duymuyordum, başım dönüyordu, kulaklarım uğulduyordu. Allah'ım dedim. Sen akıl fikir ver yurdum medyasına. Sen akıl fikir ver yurdum insanına.

Bu sabah, bir yandan hazırlanıp, bir yandan haberleri izlerken yine kötü oldum. Terörden bu kadar çok canı yanan bir ülkede bu kadar çok terör örgütü yandaşı olması içimi acıttı. Ah be benim güzel yurdumun güzel insanı senin desteklediğin o örgüt değil miydi sizi göçe zorlayan? O örgüt değil miydi kundaktaki bebeğe kurşun sıkan? O örgüt değil mi gencecik insanları şehit eden? O örgüt değil mi yüreklere hiç bitmeyecek acılar salan? Allah'ım dedim. Sen benim canımı alma bu belanın bu ülkeden kökü kazınana kadar. Gözüm açık gitmesin.

Samsun'da bir köyde yaşayan Çerkezler köyün adının yazdığı tabelaya Türkçe ve Çerkezce olarak yazdırmışlar. Zaten Kürtleri de açılımlarıyla iyice ayıranlar şimdi kıçlarına kına yaksınlar. Lazlardan da Lazistan'ı kurma atağı bekliyorum. Ben de bu atakta etkili bir rol almak isterim. Lazlık var nasılsa damarlarda arkanızdayım. Bölmüşken tam bölünsün anasını satayım.


24 Eylül 2009 Perşembe

Öf

Hiç bir şey yapmayı istememek ile

Çok çalışmak gerek arasında....

yım.


Someone call the ambulance..There's gonna be an accident.
Bir de bu mısraya takılmakta...








Yerim ben bu Brian Molko'yu ya :)

22 Eylül 2009 Salı

“Tamam Pollyanna’nın katili benim, sevmiyordum kızı ne yapabilirim. Hep mutlu hep mutlu bir yere kadar çekebildim. Sonra yedi cüceleri, yedi tepeli şehrim İstanbul’un ayrı ayrı tepelerine konuşlandırıp dilencilik yaptıran da, Pamuk Prenses’i geneleve satan da benim, ne yapabilirdim geçim derdi, yolumuzu bulalım biz de değil mi?


Yaptım pişman değilim...


Ama arebesk şarkılar söleyip Clara’nın eski tekerlekli sandalyesinde dilenciklik yapan Heidi’den sorumlu değilim, onu başkasına sorun. Ayrıca He-Men’in, Külkedisi’nin şarkıcılık yaptığı pavyonda garsonluk yaptığını da yeni duydum. Evet Külkedisi de pavyona düştü. Ayak fetişisti Prens manken bir kız için terkedince pavyonlara düştü yavrucak, üvey anne ile kardeşlerden de hayır yok tabi. Hee..Bu arada geçen gün Şirine’yi tangasıyla görüntülemişler. Şirin Baba desen ayyaş oldu çıktı...Daha neler neler...”

Bayramlar çocukluğu anımsatır. Çocukluk güzel anıların yanısıra kötü anıları sürükler.

İlk defa kızgınım O'na. Çok kızgınım hemde. Çünkü çok ihtiyacım var O'na. Birilerinin gerçekten yanımda olmasına.

Niye bu kadar erken gittin sen? Niye?

18 Eylül 2009 Cuma

Maksat Muhabbet Olsun :)

Şu an dinlenen ve hatırlattıkları;

Taksim'de bir yerde;

Seval- Dostum ne güzelmiş burası. Müzik de çok güzel..

Burcu- Evet en son keşfim. Geliriz artık. Garson da çok yakışıklı yaaa onu görmek için sadece :)

S- hehe manyak karı. eöeöeheheööh süpermiş lan insan mı o :))) Ne içelim?

B- Bira mı içsek?

Emel- Yok içmeyelim mübarek 3 aylardayız. Günah.

B- Doğru içmeyelim dime.

S- Meyveli soda alayım ben :S

Şarkıcı; Kendime geldim geleli dostlar/hemen hergün bana bayram/hiç şüphem yok kefenim sağlam/içerim ben bu akşaaammmm

B&S&E- Ahaaa bizim şarkı. :))

B- İçeceğim ben.

S- Ben de anasını satayım.

E- İçin ülen ben ısmarlıyorum.

S- Sen içmiyor musun?

E- Yok böyle ortak olacağım günaha ben sizi cehennemde yalnız bırakmak olmaz :)))

S- Cehennemliğiz biz. :S

B- İki bira alabilir miyiz? :) hihihihi aşık oluyorum ben. :)

S&E- Ya bi s.ttir git. :)))


16 Eylül 2009 Çarşamba

Ve bir gün ayrılır yollar...


"Gidip de dönmemek var, dönüp de bulamamak" derler...

Halbuki benim gidip, sonra geri dönesim var. Gelip de bulasım.

Şimdi gitsem...

Geri döndüğümde bulabilir miyim seni?

Beni bıraktığın yerde?




9 Eylül 2009 Çarşamba

.

Yol üstü bir han gibi insanın hayatı.

Gireni-çıkanı, kalanı-gideni belli değil.

Hancı her ziyaretçiden hoşnut değil...

.

.

.


Yol üstü bir han insanın hayatı...


Geçip gidiyorsunuz hayatımdan.


Anlar, anılar bırakarak.


///

Yol üstü bir han gibi insanın ruhu...


Her yolcu birbirinden çok farklı. Bazen öfke, bazen sevgi, bazen huzur hangisinin daha fazla kalacağı hiç belli olmuyor...

///


.

.

.


Biliyorum...


Gitmeler üzerine hayat. En başından kaybederek başlıyoruz hayata...


Kendini bile kaybediyor bazen insan. Bulduğunda ise hiç birşey eskisi gibi olumuyor.


Hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Biliyorum. Anlıyorum. Kabulleniyorum.


.

.

.


Aynı şarkıyı tekrar tekrar çalıyorum.


son günlerde çok düşünür oldum

zor zamanları çabuk atlatır oldum

bakıyorum aynaya her gece

içim rahat biraz yorgunum sadece

hayatıma giren herkese

yaşanamış herşeye teşekkürler

büyüyorum sizinle...




7 Eylül 2009 Pazartesi

Şarkılar Limandır

ne geçmiş tükendi ne yarınlar
hayat yeniler bizleri
geçsede yolumuz bozkırlardan
denizlere çıkar sokaklar...






Ben şarkılara sığınırım.

4 Eylül 2009 Cuma

bendebirsorunvar
içimdebozulanbirşeylermivaracaba
kırıkbirdişliyalamaolmuşbirvidafalanmıvar
birinsanınhersöylediğiheryaptığımıyanlışoluranasınısatayım
ayhölesimgeldiyine
nasılonarılacağımkiben
hanişudelilerikapattıklarıbeyazodalardanbirindebiryerayırttırmakistiyorum
uzuncabirsüresadecetavanabakmayıistiyorum
hemetrafımdakilerderahateder
kimekafaatmalıyımkonuda
?
Çokpisküfürlerediyorumşuandaçoksinirliyimkendimeöffbitsinartıkherşeygidecekolansiktiripgitsin
kalacakolananlayışgöstersinçünkübenbittimartıkkalmadımamınakoyayımkıçınakınayaksınbeni
beniyiyiptüketenherşey
!
buayınsonunakadardelirmezsemintiharetmezsemkatilolmazsamcanlıbombaolurumanasınısatayım
toplukatliamyaparımçolukçocukdememherkesinağzınasıçarımyaparımamakötübirşeymutlakayaparım
kötüyümbeninsanımlanbeninsansenneysenbendeoyumamınakoyayımhiçmihakkımyokhiçbirşeye
hiçbirşeyindeamınakoyayımadsklgjs
idlgşkjflkgjifdlgknskgl<
agln<
alkg
sa
pwt
kgjt
agğpk
ğp


1 Eylül 2009 Salı

Depresifte Olurum, Moda İkonu da...


Birkaç gündür bir sıkıntı, bir depresif haller içinde halim farkındayım. Sıkıldım kendimden. Biraz ara vermeli bunalım ruh haline çünkü en sonunda yaz bitti sonbahar geldi. Hiç sevmiyorum yaz mevsimini. En sevdiğim aylar, soğuk havalar geri gelmek üzere.


Havanın serinliği içimi ferahlattı diyeyim öyle olsun.


Şu depresif yazıların öncesinde hatırlarsanız millet ne giyiyorsa, fotoğrafını çekip bloguna koyuyor demiştim. Çaktırmadım ama çok kıskandım lan ben onları.
İftar sonrası sigaramı içmiş, pantolonun bir düğmesini açmış bilgisayardaki fotoğraflara bakarken, annemle nisan ayında çektiğimiz birkaç fotoğraf buldum. Fotoğrafın çekildiği dönem en yakın arkadaşlarımdan birisinin düğününe az kala "ne giycem lan ben" telaşı dönemine rast gelmiştir. ( O nedenle halim mazur görülmelidir:)) Ben yarattığım kombinasyonu çok beğensem de arkadaşım "böyle gelirsen seni arkadaşlıktan reddederim" dediği için giyilememiş. Güzelim kombinasyon fotoğrafta kalmıştır.
Tabi sonra o malum düğün için bir ton para verilip bir elbise alınmıştır ama o da terzide unutulduğu için giyilememiştir ki o tamamen ayrı bir hikaye. :)) Unutkanlığın kitabını yazarsam orada anlatacağım.
Şimdi gelelim 2009 Bahar ayı şeysine (kıreasyon nasıl yazılır bilemedim şimdi) Detayları inceleyelim;

- Kırmızı, altın zincir desenli üst tamamen kendi imalatım olup, 100 yıl öncesinden beri evde duran ve hiçbir işe yaramadığı halde atılmayıp sandıkta duran kumaştan yapılmıştır. Beleşe gelmiştir yani.

- Cırtlak yeşil üzerine kırmızı çiçekli etek annemin olup rahmetli dedeciğimin hacdan gelirken getirdiği kumaştan yapılmıştır. (ben renginden dolayı kendisinden tiksinir, annem giydikçe deli olurdum sonra sobada yandı bir kısmı (benim nazarım değdi) ama annem hala saklar eteği) Özetle etekte beleşe gelmiştir.

- Kırmızı pabuçlar tamamen arkadaş gazına gelinerek alınmış olup. Cumartesi pazarından kredi kartıyla 18,00 TL ye alınmıştır. (iki kere giydim sadece ikisinde de acıdan anamı ağlattı, imanımı gevretti ve bilimum işkencelerde bulundu.)

- Krem rengi şal ise sevgili kankam tarafından bana doğum günü hediyesi olarak örülmüştür. :))

- Saçtaki aksesuar ise bluzumuzun parçasından yapılmıştır. Çok da zor birşey değil yani. :)

İşte ben de yaptım rahatladım.

:)

Not: Şişko değilim dağınığım :)))))