31 Ağustos 2010 Salı

Birşeyler birşeyler...

- Bir süre önce çok kızgındım, o nedenle susmak zorundaydım. Çünkü ben öfkemi durdurmazsam ateş saçan bir ejderha gibi olur yakar, yıkarım her şeyi. Şimdi daha sakinim. En azından içimde katliam yapma arzusu yok artık. :)

- Ramazan ayı sıcak günlere denk gelince dötümüz tutuşuyor biraz. "Nasıl yapçaz lan anam ölcez kesin yollarda ühühü" gibi bir psikolojiye giriyoruz. Çoğul konuşmayayım ben giriyorum ama sonrasında biraz sersemlemiş ama yine de iyi günler geçiriyorum. Uykusuzluk dokunuyor bana.

- Yaklaşık 15 dakika önce play tuşuna bastım ama hoparlörü açmadığımı henüz farkettim. Müziksiz ve çaysız yaşayabiliyorum. Bu resmen evrim.

- Eminem & Rihanna düeti olan  Love the way lie şarkısını ailece severek dinliyoruz. Klip de pek güzel olmuş. Megan Fox ile kardeşimin ukala bir tavırla söylediği gibi Lost'taki çocuk oynamış klipte. Lost'taki çocuk ne yahu. Zevzek.

- Dün annemle beraber bizim odayı boyadık ve eminimki gelmiş geçmiş en pasaklı boyacı benim. Duvarlardan çok kendimi boyamışım. Ayrıca rengi kendim seçtiğim için çaktırmadım ama bu rengi de pek sevmedim ben yahu. Şişede durduğu gibi durmuyor işte.

- O değil de Pink'e bayılıyorum arkadaş.

- İki ayın sonunda saçlarımı boyadım. Aslında bir öncesi - sonrası fotoğrafı çekmeliydim. Cidden korkunçtum. Çevremdeki insanlar saçlarımı boyamam için yalvarmaya başlamıştı.

- Pazar günümü komşumuzun ikizleri ile geçirdim ve zaman nasıl geçti farketmedim desem yeridir. Duruma ben de şaşırıyorum hala.

- Sessiz sedasız, gece gündüz çalışan üç kardeşten sonra üç çocuklu tantanacı bir aile kapı komşumuz oldu. Allah'ım sen bize ve kedilerimize sabır ver . :)

- Canımsın grooveshark! Çok seviyorum seni lan!

- Eskisinden az buçuk daha yabani bir insan olduğum için bir yerlere iftara falan gitmeyi hiç istemiyorum. Mızmızlanıyorum falan ama gidilecek yere varıyoruz da süper ötesi yemekler, şahane bir masa ile karşılaşıyoruz ya ... İşte bu paha biçilemez :P Bir de şanslıyız ki herkes güzel yemek yapıyor bizim sülalede.

- Ulan demek ondan sülale boyu şişkoyuz biz. :)

- Bu senenin trendi çarşaf desenli ojeler. Ondan öyle tırnaklarım. Trend yahu :)

- Şevval Sam'ın sesini bazen seviyorum. Bazen de tiksiniyorum böyle duyarken dikenlerim tüy tüy oluyor o kadar yani.

- Ve en sonunda bu hafta içi kitaplığıma kavuşacağım. Yaşasın!!! :) Belki kitaplıkla beraber kitap okuma aşkım da geri döner.

- Bir aksilik olmazsa (ki kesin olur bak görürsün ) Kanka insanı ile arife günü yola çıkıyoruz. Esenköy'e varıyoruz. Kafa kafaya tatil yapıyoruz. Belki de son kez böyle beraber vakit geçireceğiz. Sonrasında o evlenir çoluk çocuk falan. :)

-  Aklımda bir şeyler daha vardı da patron sağolsun bir laf etti. Neyse... Sakinimmm... sakinimmm... sakinimmm... :P

27 Ağustos 2010 Cuma

Dinlenir ki bu;

Bu yaz en çok bu şarkıyı dinledim. Bütün yaz güneş ışık saçtıkça kararan ruhumun aksine kıpır kıpır olan bu şarkıyı neden sevdiğimi bilmiyorum. Sanırım içimde bir yerde "sakın kendini kaybetme sen böyle biri değilsin" diye beni ayık tutmaya çalışan yanım, kendisine araç olarak bu şarkıyı seçti. Çünkü ne zaman dinlesem canlanıyorum.

hey soulll sisteeeeeerrrr

eğlenceli ama yahu :)


25 Ağustos 2010 Çarşamba

merak işte

Zaman zaman çok saçma şeyler kafama takılıyor. Benimle hiç alakası olmayan, öğrenirsem bana hiç bir faydası olmayan, benim için saçma şeyler yani. 

Son iki aydır büyük binaların yapımında kullanılan devasa vinçlere kafayı takmış durumdayım. O vinçler nasıl o kadar uzuyor aslında ondan ziyade o bina bitince o vinç nasıl indiriliyor? Nasıl ayrılıyor binadan? 

Öğrenmem lazım. Ne işime yarayacak? Hiç bir işime tabi ki ama merak işte. 

23 Ağustos 2010 Pazartesi

bişeyler bişeyler

güzel sayılabilecek bir hafta sonuydu. yeni koltuklarımız geldi en sonunda ama koltukları annem, ben ve E.T. dışında kimse beğenmedi. hele babam o kadar çok söylendi ki bir an onu koltuklardan birinin altına sokup üzerine oturmak geldi içimden. hem hiç bir şey yapmayan hem de her yapılana sonsuz dır dır eden bir adam benim babam. bazen çok sinir bozucu hatta kırıcı oluyor. bu yüzden bir daha evle ilgili hiç bir şey yapmama kararı aldım.

cumartesi bir yandan o'na söylenip(tabi ki içimden) bir yandan iftar için fırında makarna yaptım.yalnız beşamel sos yapmak çok 'sitres'li bir iş çok gerildim topak olmasın falan diye başıma ağrı girdi. :) Ama nihayetinde güzel bir iş çıktı ortaya özellikle kardeşim çok beğendi. hoş şu dünyada yaptığım yemeklerle mutlu edebileceğim yegane insan da o sanırım. ne yapsam seviyor. ya da ben üzülmeyim diye numara yapıyor

pazar günü saat birde kankamın telefonuyla uyandım. biraz erken kalksam daha iyi olacaktı aslında arkadaşımıza iftara davetliydik. kalkıp mahvolmuş kırmızı ojelerimi sildim, duş aldım, saçımı şekle şemale soktum (bu arada saçlarımı bir süre daha boyamazsam nine diye seslenebilirler bana), öf ne giysem diye dolabı didikledim durdum. en sonunda annemin aldığı ama hiç giymediğim hatta üzerime bile tutup denemediğim etek-pantolon gibi bir şeye aşık olup bayıla bayıla giydim. çıktım yola düştüm derken sanırım akşam dört- dört buçuk civarında fatih'te arkadaşımızın evindeydik. oje bile süremedim.

biraz dertleşme faslı, the blind side filmi, güzel bir iftar yemeği, üçümüzün zor zor sığdığı küçücük balkonda oturup, muhabbetin yanında sigara üzerine sigara içme faslı derken o gece aramıza katılamayan, ninja kaplumbağaların dördüncüsü  arkadaşın gece 12'de gelen telefonu, sultanahmet'te çay, muhabbet, kahkahalar. "iyi ki arkadaşlar var yahu" cümlesini tekrarlamak, sahur ve uyuymama, sonrasında uyanamama sorunsalı.

bir de bizim orada yani bizim mahallede çok rahatsız etmediği için farketmemişim ama ramazan davulu çok feci bir şey. ölmesi gereken adetlerden birisi zannımca. sanırım fatih gibi bir yerde yaşasam davulcu katili olurum.

ve günlerden pazartesi.

bazı sabahlar -ki yüzdeye vuracak olursak %99.9-  deli gibi ağlamak istiyorum. o kadar bezginim ki gideceğim yollar, bineceğim otobüsler, insanların arasında olmak, aynı iş, aynı tantana hepsini birden düşünüyorum ve o kadar sıkılıyorum ki. böğüre böğüre ağlamak istiyorum. hele ki güzel zamanlar geçirip ardından aynı mutsuz hayatın içine balıklama dalıyoruz ya... ben ki müziksiz tuvalete gitmem bugün tek bir şarkı bile çalmadım. pek keyifsizim. sağ dirseğimde çıkan ve canımı acıtan devasa sivilceden bahsetmiyorum bile.

pööööff!! çok şeyi değiştirmem lazım hayatımda ama ne gücüm, ne özgüvenim, ne cesaretim, ne de umudum var.


"ama arkadaşlar iyidir"

başı bir boka benzemese de güzeldi hafta sonu.

20 Ağustos 2010 Cuma

sen hüzünler güzeliydin/düşlerime maviliklerle girip sonra kaybolan*


Modigliani portrelerindeki kadınları ona benzetirdim. Modigliani'nin kadınlarını O'na benzediği için sevdim belki de. Ve çok eminim ki ressam O'nu tanısaydı Janeanne'nin resimleri yerine O'nun resimlerini çizerdi. 

O ela gözleri yine hüzünle bakıyor ya...

Artık dayanamıyorum O'nu öyle görmeye.  Bir kere yahu sadece bir kere sadece bir süreliğine huzur dolsun hayatına istiyorum. Huzur satın alınabilen bir şey olsa keşke de varımı, yoğumu, canımı verip alsam O'nun için. Direkt damardan verir huzur manyağı ederdim.

Evrene sesleniyorum tekrar daha önce demiştim ya "bir sürü iyilik yaptım karşılığını beklerim" diye. Sevgili evren bana olan borcunu O'na ödemeni istiyorum. Sıkıştırmak gibi olmasın ama lütfen biraz acele et.




*düş sokağı sakinleri

9 Ağustos 2010 Pazartesi

tıp!



şimdi ne desem kabahat
ne desem aleyhimde delil
en iyi bir süreliğine susmak.


şimdi ben susuyorum sen dinle.

4 Ağustos 2010 Çarşamba

pıt pıt pıt....

En yakın, en sevdiğim arkadaşlarımdan birisi üç vakte kadar bebeğini kucağına alacak. Hatta şu an doktorda, bugün kesin doğum tarihini söyleyecekmiş. Heyecanlandım.


* Ceren hanım Cuma günü aramıza katılacakmış. :)

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Yuh bana!

Bir aydır uğraştığım işi sonuca bağlamama ramak kala unuttuğum bir şeyi farkettim ki yaşadığım şok anlatılmaz yaşanır. Şirket çalışanlarından birini unuttum resmen. Adamı resmen yok saydım bir aydır. Tamam görmüyoruz birbirimizi ama unutmak da olmaz ki!

Yuh bana! Oha hatta!

Allah'ım herkese akıl verirken beni neden esirgedin bu nimetten?