15 Aralık 2010 Çarşamba

Bu da böyle bir anımdı no:65536

İşemek mevzusundan konu açılınca hayatımın en kötüsü sayılacak bir anı canlandı gözlerimin önünde.

Efenim 2005 kışı, hava ayaz mı ayaz zamanları, biz EmeL ile Sakarya'da öğrenciyiz o sıralarda. Ev arkadaşımızın eski ev arkadaşı, aynı zamanda da akrabası olan tatlı mı tatlı bir ablamız evimizde misafir bir kaç günlüğüne. O da Sakarya'dan mezun, arkadaşları, sevgilisi falan Sakarya'da hep.

Neyse bu tatlı ablamız bir akşam tutturdu "Ben arkadaşıma yemeğe gideceğim sizde gelin. Çok tatlı çocuklardır sıkılmazsınız." diye diye kandırdı bizi.

Biz tatlı abla ve sevgilisi, okuldan bir arkadaşı, bizim ev arkadaşı kişisi, Emel ve ben düştük yola, bu tatlı ablanın, çok tatlı arkadaşlarının evine gittik. Ev bildiğiniz klasik erkek öğrenci evlerini mumla aratan nitelikte pis bir ev. Daha ayakkabıları çıkardığımız yerde burnumuzu düşürüp kaybettik.

Ama kaçamayız çaresi yok geldik bir kere. Muhabbet, sohbet, yemek derken (tabi ki biz orada yemek yemedik) vakit geçiyordu. Ama benim bir problemim vardı. Henüz yoldayken kendisini hissettiren işeme ihtiyacım, artık doruk noktaya çıkmıştı. Acı çekiyordum. Renk değiştirmiştim. Ağlamama ramak kalmıştı.

En sonunda "lanet olsun dostum artık ne ile karşılaşacaksam karşılayım" dedim. Emel'den helallik aldıktan sonra tuvaletin yerini sordum ve kendimi içeri attım.

Kapıyı açtım lavabo ve bir kapı daha çıktı karşıma yavaşça diğer kapıyı da açtım ve olduğum yerde bir süre kalakaldım. Sonra mesanemdeki sızı ile kendime geldim. Durum bir felaketti.

Karşımda bir alaturka tuvalet vardı ve tuvalette terlik yoktu.

Aklımdan binbir türlü düşünce geçmeye başladı.

"Allah'ım nasıl bir ev burası! Artık tutamayacağım ne yapsam. Ulaaan! çorapları çıkarıp girsem sonra ayaklarımı kezzapla yıkasam! Yok gireyim yapayım ben direkt. Lavaboya mı yapsam? Ühüüüüü..."

Diye saçma sapan düşüncelerle boğuşurken Emel seslendi. Meğer o da benimle aynı durumdaymış. Neyse kendisine durumu izah ettim, bir süre de beraberce apışıp kaldık. Bu arada mesanem patlamak üzere.

Ne yapsak, ne etsek, nasıl terlik olmaz tuvalette? diye düşünürken bir flashback yaşadım. Biz kapıdan girerken terlik isteyen arkadaşına tuvaletten terlik alıp verdi o ev sahibi olacak dana. Beraberce bir tiksinme faslı daha yaşadık. "Nasılsa eve gidip yakacağız bu çorapları falan ben giriyorum abicim altıma yapacağım" dedim. (hep böyle yazdığım gibi konuşurum o durumda bile çok kibardım) 

Emel beni tuttu, iki tokat attı, "kendine gel asker" dedi. "Bekle burada beni geliyorum". İçeri gidip terlikleri getirdi ve çişimizi yapabildik. İşte o gün Emel benim hayatımı kurtardı.

Ve güzel dostumuz Burcu'nun da dediği gibi "hiç bir psikolog insanı tuvalet kadar rahatlatamaz" sözünün haklılığına bir kez daha inanarak, içeride insanların arasına karıştık. Sazlar çalındı, türküler söylendi. Kahkahalar duvarlarda yankılandı. Sonra Sakarya'nın ayazında yine ellerimiz ceplerimizde evimize döndük. Ama artık hayat çok başkaydı. :)

Eve dönünce ilk işimiz çoraplarımızı yakmak oldu.  O ablayı da evden kovduk. :)

20 yorum:

menekşe hüznü dedi ki...

heheeehee :)) şu anda Sakarya'nın ayazından canlı bağlanarak yazıyorum seval..şu işeme ihtiyacından dolayı bende çok kötü şeyler yaşadım öğrenci evlerinde:))
Bu konuda o kadar donanımlıyım ki Van da bilinen tüm tuvaletlerden haberdardım..hee bi de tutamamamdan dolayı otobüs,uçak,tren hepsini test etmişliğim vardır..ama asla uçağınkini tavsiye etmem :))siz siz olun kesinlikle uçakta tuvalete girmeyin.Hareket alanınız sıfır çünkü...

Pınar dedi ki...

hahhhaa,çiş deyince kardeşim aklıma geliyor.

AVRAM dedi ki...

Kardeşim , siz illa bunları ben bir şeyler içerken yayınlamak zorunda mısınız?Nedir bu ya...:)))

SeV@L dedi ki...

Menekşe Hüznü; Geçen ay Gökçeada'ya giderken dinlenme tesisinin birinde kadınların ayakta işemesini sağlayan bir zımbırtı gördüm. :) Onlardan istiflemek lazım çantaya :))

Pınar; Niye çiş denilince aklına kardeşin geliyor? Sidikli mi kendisi?

Avram Usta; Senin için bir uyarı yapıyorum; Lütfen bloguma yiyecek içecek sokma. Yerken içerken okuma blogumu reca ederim. :D

AVRAM dedi ki...

Şu anda , sarmısaklı yoğurtlu karnıbahar kızartma yiyorum...(Hadi bakalım kokutayım ortalığı da gör)

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

ulen o da bişi mi, ardahanın bi köyünde benden bi taşın üstüne işemem beklenmişti. üstelik kapı da yoktu naberrr puhahah otele gidene kadar ne çektiğimi kimse anlayamaz aga...

SeV@L dedi ki...

ben terlik yok diye sıkıntı yapmışım sen de kapı yokmuş :) şimdi farkediyorum ki benim ki de dert mi :D

taş mevzusuna girmiyorum bile :D

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

aha böye daşlardan bak taş bile diil direk daşlardan eskimo iglolarının en kötü taklidinden tuhaf bi mimarisi vardı ve cidden kapısı yoktu. toprak zemin üzerine bir adet yassı taş. hala ne işe yaradığını bilmiyorum ama vardır herhalde bi hikmeti:)))

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

ve fakat en kötü toylıt anım bi diil... mail atacam sana az gül:)

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

yolladım ama hotmailine. len yine kaybettim gmaili iyi mi kaydetmeyi unutmuşum ösür:)

SeV@L dedi ki...

:) Merakla bekliyorum Kedicim.

AVRAM dedi ki...

RTÜK e şikayet edeceğim hepinizi...

EmeL dedi ki...

Hayatımda hiç bu kadar zor bir misafirlik süreci hatırlamıyorum :)

Anıların en işkencelisi olarak beynimin en güzel yerinde saklarım her daim :)

Ayrıca terlik değildi o pratik zekamı kullanıp kapının önünden ayakkabılarımızı getirmiştim onlarla girmiştik tuvalete :)

SeV@L dedi ki...

Hayır be Allah'ın balığı gittin yasemin'den terlikleri aldın. Sonradan da dedik ya "niye ayakkabıları alıp girmedik biz o kadar işkence çektik" diye :D

EmeL dedi ki...

Hakikaten öyleydi dime zaten Yasemin o iğrenç terliklerle niye oturmakta ısrar ediyordu onun üstüne de konuşmuştuk şimdi hatırladım :)

Hafızama ettiğin iltifat için teşekkürler ayrıca :)

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

@Avram Usta
Benden de selam söyle ustam. Ama hakat söyle haaa. Heheh yarısını tanıyom:)))
@SeV@L, @Emek
La ben de onu sorucaktım niye ayakkabılarla girmediniz diye. daha fazla pisletme imkanınız yokmuş zira:))) O bişi diil de merak ettim abla evin o durumunu bile bile mi davet etmiş aciba sizi sorabildiniz mi:)))
ayrıca tekrardan @Avram Usta
senin işin gücünde yemek içmek be ustam sonra da yok tansiyonum pırtladı, yok kalbim zırtladı. O zırtlamasın da ben mi zırlayayım ala ala!!!

menekşe hüznü dedi ki...

seval ilk defa senden duyuyorum bu yeniliği yaa :)) halbuki direkt ilgi alanım yani..bunu bi araştırayım ben :)

AVRAM dedi ki...

Biri şunun ağzını burnunu bağlasın yoksa elime geçen ilk şeyi peşinden fırlatacağım az kaldı...

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

kim kim kim usta açık hedef belirt hemen indireyim heaayttt (dur ya benim dimi. evet benim eheheh:)

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

SeV@L'im tuvalet kurbanım, gel şu mimini al yauuu!!!