15 Aralık 2010 Çarşamba

Geciken Bir Mim Cevabı

En sevdiğim kedilerden birisi olan, bir kız kardeşim olsaydı da o da bu kedi olsaydı dediğim Aylak Kedicim bir vakitler mimlemişti beni. Ama akşamları ve hafta sonları bizim ev curcuna olduğundan kitaplığın karşısına geçip cevaplamak kısmet olmamıştı.

Aylak Kedimden Çok özür dileyerek blog aleminin en güzel mim şeysini cevaplandırıyorum.

Mimin konusu şu;

"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin."





Ben gözlerimi kapatıp kitap seçmek için kitaplığa bakarken yukarı atlayıp, kitaplığımı darma duman eden, aslında kitaplığımı eşeleyen Fındık'a bıraktım seçim işini. Kitapları eşelemeyi bıraktığı an patisinin üstünde kalan kitabı aldım. Tabı önce fotoğrafını çektim. Bu kitabı kuzenime kitap almak için girdiğim bir alışveriş merkezi kitapçısından almıştım, bir de topuklu ayakkabı acısı var kitabın alındığı güne dair aklımda.
55. Sayfada şöyle diyor yazar;

"İmdi, yanlış yorumlanmış bir "savaş hali", can almayı hele  topluca can almayı suç haline sokar (örneğin, kuduzla savaşılmaktadır, kediler ya da köpeklerle değil; ayrıca kedi-köpeğin, sivrisinekten, karasinekten, bitten, pireden, tahtakurusundan çok farklı olduğu unutulmamalı). Av, kendi canınızı tehlikeye atmıyorsanız, türlü zahmetlere katlanmıyorsanız, çirkinleşir. Karın doyurma çabalarının, çeşitli üretim-tüketim kuralları çerçevesini aşmaması beklenir. "Sınırı neden geçer?" türünden çok ince bir sorunun tartışılması ne bu yazı içerisinde girişilebilecek bir iştir, ne de ben kendimi bu konuda yetkili görürüm. Ama bir canlının dirimini ortadan kaldırmakta kendini özgür duymak, "ben insanım, herhangi bir hayvanı bir bitkiyi koparır, kökünü sökerim" demek, tehlikeli yanılsamalardır; kötü bir yanılgıdır; araba sürenin, elinde bulundurduğu (elinin altında tuttuğu) güce aldanarak her yolun öncelikle kendisinin olduğunu, ancak araba süren başka insanlarla ortaklığı bulunabileceğini, daha değersiz bir soy oluşturan yayaların başlarının çaresine bakmak durumunda olduklarını sanması gibi..."

Bilge Karasu, Ne Kitapsız Ne Kedisiz kitabı, Cinayetin Azı Çoğu başlıklı yazısından.

Sanırım Fındık bu kitabı bilinçli seçmiş.

Aylak Kedim gecikme için kusuruma bakma.

Hiç yorum yok: