Olmuyorrrr.... Olmuyor istesem de...
29 Aralık 2009 Salı
Senden Adam Olmaz Adamım*
Olmuyorrrr.... Olmuyor istesem de...
25 Aralık 2009 Cuma
Benim de söyleyeceklerim var

24 Aralık 2009 Perşembe
Falan Filan*


23 Aralık 2009 Çarşamba
Kedi Hayvanıyla Yaşamanın Dayanılmaz Yanları
Simon Tofield sağolsun yaşadıklarımızı "eksiği var fazlası yok" denecek şekilde anlatıyor çizgileriyle.
21 Aralık 2009 Pazartesi
Yakınız ne kadar uzak olsak da
Dilime bir şarkı takılır... Takılı kalmış plak misali döner durur beynimde. Uyumaya çalışırken o şarkının müziği eşlik eder çitten atlayan koyunlara. Uyandığımda onu mırıldanmaya başlarım. Bütün gün dinlerim. Her seferinde ilk kez dinliyormuş gibi olurum.
17 Aralık 2009 Perşembe
11 Aralık 2009 Cuma
Kentler Kadından-Kadın Kent
.jpg)
9 Aralık 2009 Çarşamba
ayıp!
4 Aralık 2009 Cuma
Depresif de Olurum Kitap Kurdu da

3 Aralık 2009 Perşembe
Sabah Sabah

1 Aralık 2009 Salı
Ağaçlardaki Düş Sevdalarım*

30 Kasım 2009 Pazartesi
iki film iki ben
Arife günü de aynı şeyi yaptım. Akşam saatleri işim bitince bilgisayarın başına geçtim ve tekrar (sanırım yüzüncü kez) "Fight Club" filmini izledim.
"İyi birşeyleri yok etmek istedim. Elime bir silah alıp, kendi türünün devamı için çiftleşmeyen pandaları vurmak istedim. Hiç görmeyeceğim Fransız sahillerini petrole bulamak istedim."
Bu filmi seviyorum. Tyler Durden ve Tim Burton'un çizgifilmlerinden fırlamış gibi gözüken Marla'yı seviyorum. İçimdeki kötü filmin sonunda Tyler'ın ölüşüne her seferinde biraz daha üzülüyor.
"Ben Jack'ın mahvedilmiş hayatıyım."
***
Bayramın 2. günü neden seçtiğimi bilmediğim bir filmi izledim. Filmi açıncaya kadar bilgisayar yüzünden ufak çapta bir sinir krizi geçirdim. Bilgisayarın kasasına ve masaya attığım yumruk neticesinde bugün bile bileğim ağrısa da film bitince uzun zamandır ilk defa içimde güzel hislerin kıpırdadığını hissettim.
Julie & Julia...İki gerçek hikayeye dayanan bir film. Zaman ve mekan farklı olduğu halde hayatları iç içe geçen iki kadının hikayesini anlatıyor.

Meryl Streep'e bayıldım bu filmde. Çok tatlıydı. O'nu izlerken gerçekten gülümsedim. Amy Adams ise çok sevimliydi. Yemek ve blog temalı ve benim çok beğendiğim bir film.
Genelde yapmadığım birşeydir ama izlemenizi öneririm. Bir kaç saatliğine de olsa benim bile içimi ısıtmayı başardı.
Bon Appétit.
29 Kasım 2009 Pazar


25 Kasım 2009 Çarşamba
Gaybana Geceler*

Akşam Vakti İnce Sazda*

24 Kasım 2009 Salı
Aklım Nerede Benim?

Bu arada film en sevdiğim ve milyonlarca kez izleyip yine de bıkmadığım tek filmdir.
22 Kasım 2009 Pazar
^
20 Kasım 2009 Cuma
Oynayacağım ama yerim dar
13 Kasım 2009 Cuma

ikinoktaüstüsteparantez
12 Kasım 2009 Perşembe
aynen
Post(er)



2008 Galeri
11 Kasım 2009 Çarşamba
tekrar tekrar ve tekrar
9 Kasım 2009 Pazartesi
!

Evden de öyle bir çıkışım vardı ki. Ayakkabılarımı bulamadım. Akbilimi bulamadım. Fotoğraf makinamı unuttum. Bana daha önce gönderdiği cdleri unuttum. Sürekli her yere geç kaldığım ve azar işittiğim için acayip telaş yaptım.
Neyse ki geç kalmadım. Kadıköy'de denize nazır bir banka oturdum, çingenelerin kavgalarını, gülüşmelerini izledim, ağıza alınmayacak küfürlerini dinledim beklerken. Çok güldüm bir tanesine. Hoş bir yandan da "güldüğümü görse kesin beni döver" korkusu da iliklerime işledi. En favori sözleri "kocan ölsün senin emi" :)
O vapurdan indikten sonra benim olduğum yere geldi. Nasıl tanırım endişesi var tabi. Ama tanıyor insan. Baktım geliyor karşıdan takım elbisesi, gözünde güneş gözlükleri falan gayet hoş. Sonra dedim benim için bu kadar şık olmana gerek yoktu. Zaten senin için değil akşama bir yemeğe davetliyim diyince bir kötü oldum sormayın. :))
İçelim mi dedik ama sonra benim midem allak bullak olduğu için içmeye yanaşmadım. Kadıköy'ün meşhur balonunun altında oturduk. (İki adet meyveli sodanın ard arda içilmesini önermiyorum. İşin kötüsü tuvaleti de bulamadım orada. Erkekler tuvaletini buldum ama o da pek hoş gözükmüyordu. :)) Sonra sağolsun güzel bir yemek ısmarladı bana. Çok mu beleşçiyim neyim. :)
Düşündüğümden çok daha uzunmuş. Ben evden çıkarken düz ayakkabılarımı bulamayınca topuklu ayakkabılarımı giydim, sonra çıkardım kısa kalmasın yanımda diye. Niye böyle bir kanıya kapıldım bilmiyorum ama feci yanıldım. :)) Hayır uzun boylu biri de değilim ki. :)
Çok güldüm. En sıkıldığım anlarda bile güldürüyor beni sağolsun.
Dedikodu yaptık biraz. Biraz ama biraz. :)
(Ayhh az önce içeri bir kız girdi broşür bırakmak için Allah'ım o ne güzellikti. Höööh. Dibim düştü resmen.)
Ne diyordum. :)))
Ben çok güzel vakit geçirdim. O'nu bilemem. Bu arada O, Creep.
Teşekkür ederim herşey için.
eee bir de şunu söylemek istiyorum.
AYÇA SEN BİZİM HERŞEYİMİZSİN. :)))
4 Kasım 2009 Çarşamba
Bakış Aşısı

3 Kasım 2009 Salı
his!
30 Ekim 2009 Cuma
Bu Havada Gidilmez.
