27 Aralık 2010 Pazartesi

Geçen Haftadan Kalan



Bir haftadır canlanıp kendime gelmeye ihtiyacım olduğu anlarda kapıyı açıp, soğuk havayı yüzüme çarptırıyorum ve Gogol Bordello dinliyorum. Bugün daha iyiyim. En azından henüz başım ağrımıyor ve midem maşallah pek oturaklı bugün. (Midem yüzünden sigarayı bırakıp mentollü şeker bağımlısı oldum son günlerde.)

Neyse. Dinleyelim güzelleşelim.

Bütün hafta enerjimi tüketen hastalıkların ödülü olsa gerek dün gece müthişti. Tabi Emel'le aynı şeyleri giymemiş olsaydık kusursuz olacaktı. Şaka tabi en çok güldüğüm andı karşılaştığımız an. Kusur arayacak olsam pizzadaki dereotlarına bulurdum kusuru. Oyun boyunca aptal aptal sırıtmaktan yanaklarım ağrıdı ve bir kez daha hayran oldum, Uğur Polat'a. Emel anlatmalı aslında oyunu ve benim halimi. Ben pek kendimde değildim. :)

Oyun başlamadan önce Emel'e "sakın oyun sırsında bana bakma, benimle göz göze gelme sakııın!" dedim ama hatun oyun yerine bana gülmüş meğersem. Benim gözler hep sahnede olduğundan göz göze gelemedik zaten. :)


Şimdi yeni hedefimiz ; Tek Kişilik Şehir.







Not; İstanbul'da otobüslerde biri siyah, biri kızıl saçlı iki kızın fotoğrafının altında otobüslere beraber binmeleri yasaktır yazısını görürseniz. Onlar bizizdir.

2 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

ohhh keyfiniz bol olsun hanımlar...
pizzaya dereounu ben de yakıştıramadım doğrusu, dereotunun karşılığ cacık ve bakla yemeğidir.
enerji ve hareketlenmek için bordollodan daha iyisi yoktur ama başağrısı gibi bir komplikasyonu da vardır.....

SeV@L dedi ki...

:) Teşekkür ederim Gugukcum
Ben dereotunu hiç birşeye yakıştıramıyorum yahu :/ Sevmiyorum onu.

Bordello hakkındaki yorumuna da katılıyorum :) Bir baş ağrısı etkisi mevcut :)