15 Mart 2010 Pazartesi

Günler...


Bir gece bile evden uzak kalsam en çok Pıncır'ı özlüyorum. Berbat bir günün ardından Cuma akşamı eve gidip kedilerimle biraz oynaştıktan sonra, abimin sosyalleşmesini fırsat bilip boş kalan bilgisayarı film izleyerek değerlendireyim dedim. Ben biraz sinema özürlü bir insan olduğum için genelde hep sağdan soldan duyduğum ya da kardeşimin önerilerini izlerdim, şimdi Evren'in Sahne blogundan fikir alıyorum film izlemek için. Orada görüp mutlaka izlemeli dediğim filmlerden biri olan The Blind Side filmini izledim salya sümük bir şekilde. Aslında o kadar duygulu bir insan değilimdir ama ağlayasım vardı sanırım. Güzel filmdi. Gerçek bir hikaye olması da beni bu kadar etkileyen yanlarından biriydi.

Sonra Leon'u izlemeye çalışıp, yine başaramadım. Bu beşinci ya da altıncı denememdi her izlemeye kalktığımda bir aksilik oluyor. Ya biri geliyor, ya bilgisayar arıza çıkarıyor ya benim işim çıkıyor.

Gece camda sigara içerken "keşke bir çirkin daha gelse de bahçeye yerleşiverse" demiştim. Cumartesi sabahı bir baktım çirkin mi çirkin ufak bir sokak köpeği bahçede. Yemek verdim, sevdim biraz, oyun oynadı üstümü başımı çamur etti sağolsun ama sanırım Zekai ve Pıncır'ın tacizlerine dayanamadığı için kalmadı. Yani dileğim hala geçerli ilgililere duyurulur.

Öğleden sonra ise ev çoluk çocuk ve yenge istilasına uğradı. Ben ise günün büyük bir kısmını mutfakta geçirdim ama çok yorucu bir iş, canım çıktı resmen. Zaten misafirler gittikten hemen sonra Pıncır'la tv izlerken uyuyakalmışız. Bazen annemin bir ev hanımı olduğundan şüpheleniyorum. Bu kadar mı eli ayağına dolaşır bir insanın, yeni gelin gibi oluyor bizimki biri gelince. Kovdum mutfaktan, zaten ayağımın altında insan sevmem bir iş yaparken ama en azından gitmeden mayalı hamuru yoğururken sıcak su kullanmam gerektiğini söyleseydi daha şık olabilirdi hamur kızartmalarım.

Pazar gününü ise acıdan nefes alamamak nasıl bir şeymiş onu öğrendim bir de kedi hayvanının insanın yüzüne endişeli bir şekilde bakabildiğini. Güzelim günü hastane odasında, kolumda serumla geçirdim. Hoş geldin mide rahatsızlığı. Öperim gözlerinden.


6 yorum:

creep dedi ki...

çok geçmiş olsun.

geveze baykuş dedi ki...

naaptın kız? geçmiş olsun, dur burdan olmuyo ben seni bi arayayım.

. dedi ki...

Geçmiş olsun.
müziklere bayıldım.:)

çaylak dedi ki...

geçmiş olsun... soğuk suyla yoğurulmuş hamur kızartması mı dokundu yoksa...

ayça dedi ki...

Baharda mide rahatsızlıkları azar derler.Galiba doğru ya da inandığıma göre ben yaşlanıyorum. :))
Geçmiş olsun diyeceğim ama sen bunu okuyana kadar zaten geçmiş olacak. :)

ehl-i keyif dedi ki...

canım geçmiş olsun ya. ne vardı ki senin midende, ülser mi? her sıkıntıda hortlar o meret. ihmal etme kendini.
öptüm.