2 Mart 2010 Salı

ballim'e

Hani insanlar çok üzüldüklerinde, birini çok özlediğinde der ya "burnumun direği sızlıyor" diye. Öyle işte canım benim. Burnumun direği sızlıyor seni düşününce.
Çocukken çok saçma gelirdi bu söz, zaten çocukken anlamsız gelen herşey anlamlı, anlamı olan herşey anlamsız geliyormuş insana büyüdükçe.

Dün gece rüyamda gördüm seni, aslında seni gördüm de denemez senin o tabutun içinde gittiğin anı gördüm. Beni eve yollamışlardı kaşık almam için, evdekilere yemek veriliyordu ve çok kalabalıktı yetmemiş evdekiler. Neyse ben geri döndüğümde sen gidiyordun. Elimde bir sürü kaşık öylece kalakalmıştım. Cenazenden hafızamda kalan en net şey kaşıklar. Hangi gün ölmüştün onu bile bilmiyorum ballim. Bilmek istemiyorum.

Burnumun direği sızlıyor ballim.

Ne olurdu şimdi burada olsaydın? Yapamıyorum, bazen omzuma yüklenenlerin altından kalkamıyorum. Bilseydim ki sen varsın ardımda kolay olurdu ama şimdi düşünüyorum, çabalıyorum hiç bir boku beceremiyorum.

Böyle sızlanmaktan da hiç hoşlanmıyorum. Yorgunum be ballim. Kıvrılsam yanına olmaz mı?

Biliyorum olmaz. Daha çekecek dertler var değil mi? Olsun be ballim. Olsun anasını satayım.

Gözlerin gibi yaşamak ballim, bir yanı deniz mavisi, içine ferahlık doluyor insanın. Bir yanı koyukahve dilinde acı bir tat bırakıyor.

Çok şey var sana anlatacak...

1 yorum:

geveze baykuş dedi ki...

çok şey söylemek istiyorum, söyleyecek bir tek şey bulamıyorum. hayattan ayrılanlar bizim içimizde yaşamaya devam ediyor ama, ballim'i de sevgin yaşatacak. sen onun dünyaya bıraktığı izsin.