24 Haziran 2011 Cuma

Usulca

Biz Sibel'le kuaförde tanışmıştık. Bakma aslında yıllardır aynı mahalle de yaşamışız, birbirimizin yanından yürüyüp gitmişiz onca yıl. Aynı insanları tanımışız da o güne kadar birbirimizi tanımak nasip olmamış. -Bülent Ortaçgil'in Eylül Akşamı şarkısı gibi oldu. O Bülent Ortaçgil sever miydi acaba?- 

Kuaförde işimiz bittikten sonra bile saatlerce oturur sohbet ederdik Bir akşam geç vakte kadar oturup birbirimize kahve falı bakmıştık. Çok eğlenmiştik. Kocaman yanaklı, güler yüzlü hani hoş sohbet derler ya öyleydi. Arada otobüste karşılaşır ininceye kadar sohbet ederdik ya da beraber Tülay'a yani kuaföre gider muhabbete orada devam ederdik.

Sabah ofise doğru yürürken Tülay arayıp, Sibel'in vefat ettiğini söyledi.

O daha gencecik bir öğretmendi. Öğrencilerinden bahsederken gözleri ışıldardı. 'Her ölüm erken ölümdür' demiş kim demişse artık doğru da demiş.

Şimdi ben daha ne diyeyim.




Cansu'm bana facebook üzerinden göndermiş bu şarkıyı, sabahtan beri dinliyorum. Diyor ya "gün yine acıya çaldı bir yerde/ ve zaman akışta"

Öyle.

2 yorum:

geveze baykuş dedi ki...

canım... çok üzüldüm, allah sana ve tüm sevenlerine sabır versin. her ölüm erken gerçekten, ne diyeyim bilmiyorum. huzurla uyusun, mekanı cennet olsun inşallah...

domatessuyu dedi ki...

başınız sağolsun.Genç ölümlerde çok üzücü.En çok onlar üzücü.
Her ölüm erken olsa da.
Mekanı cennet olsun.