24 Mayıs 2010 Pazartesi

10. Elif Şafak - Bit Palas





Şimdi kucağımda koca bir kase yeşil erik ne yazsam diye ekrana bakıyorum. 


Bazı yazarlar var ki Noel hayaletleri gibiler. Hani Noel günü gelip de insanı elinden tutup geçmişe, bugüne sonra da geleceğe götüren hayaletler vardır. İşte o bazı yazarlar da öyle elinden tutup insanı başkalarının geçmişine, başkalarının hikayelerine götürüyor. Biz yukarıda bir yerde duruyoruz yazarla, aşağıdakilerin varlığımızdan haberi yok. Ve başlıyor yazar anlatmaya, ben ellerimi çeneme koymuş onları izliyorum. O hikayenin içerisinde ama onlardan çok uzaklarda bir yerde duruyorum. 


Elif Şafak da benim için bu hayalet yazarlardan biri. Elimden tutar götürür beni, bana uzak hikayelere. 


Bit Palas'ı okurken de aynı şeyi yaşadım. 


Geçmişine gittim önce Bonbon Palas'ın, sonra bugününde her dairesine göz attım, oradakiler neler yaşıyor gördüm. Onlarda benden bir şeyler gördüm. Onlar beni görmese de ben mahremlerine girdim...  Sonra onların bir geleceği yokmuş onu gördüm. Zaten bir varmış, bir yokmuş her şey.... 


"Saçmalık" ile başlayan romanın, şaşırtan bir sonu var. Bit Palas'ı en sevdiğim kitaplar listesine yerleştirdim. Okunmadık iki Elif Şafak kitabı kaldı şimdi.  




"...


Diyelim ki hakikat yatay bir çizgidir. Yani şöyle bir şey;



 ________________



O zaman yalan dediğimiz şey de dikey bir çizgi olur. Yani şöyle bir şey;
                         


Saçmalığa gelince, o da şöyle bir şeydir;

Ne yatay vardır çemberde, ne de dikey. Ne bir son Ne bir başlangıç.


Başlangıcı bulma sevdasına düşmedikçe, herhangi bir yerinden dalabilirsiniz çembere. Ama başlangıç adını veremezsiniz daldığınız yere.Ne bir milad, ne bir eşik, ne bir son durak..."

Bit Palas'ı okumayı aklıma sokan Çello Çalan Kedi'ye teşekkürler. 

2 yorum:

çello çalan kedi dedi ki...

Çok çok ama çok sevindim beğenmiş olmana...

okuma uğraşı disiplin ister ya, böyle birbirimize bir parmak bal çalıp kaçıveriyoruz, iyi ki de böyle yapıyoruz, aklıma düşürdüğün kitaplar olmasa eminim ben biraz daha tembel olurdum, öpüyorum.

AVRAM dedi ki...

Kitabı okuduğumda ilk aklıma gelen cümle "Bu kadın , ne içtiyse bu kitabı yazarken , acilen bulup benim de içmem lazım" olmuştu...