Kitap çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü hediyesi. Yazarın ismi şu sıralar çok dönüp dolaşıyor etrafta ben de merak ettim doğal olarak bu kadar konuşuluyorsa vardır bir hikmeti diye biz de konuşuyorduk arkadaşımla, O da alayım sana doğum gününde bir Canan Tan kitabı dedi ve aldı sağolsun. Piraye'yi al bari diyerek kitabı ben seçtim. Yüzsüzlük mü ettim ne ? :)
Kitaba Çarşamba sabahı başladım Cuma akşamı bitirdim. Ama bu kadar çabuk bitmesinin sebebi "bitse de gitsek" sendromuydu. Normalde her kitaba bir hafta süre veririm.
İlk hayal kırıklığım kitabın ilk sayfalarında daha sonrası için bilgi vermesi oldu. Ben merak etmek isterdim.
Kitapta özgür genç kızın, kocasının her dayatmasını kabul eden bir kadına dönüşümünü görüyoruz. Ne yazık ki bunu o özgür halinden ödün vermeden yaptığını sanıyor Piraye. Ayrıca büyük bir aşk da yok ortada. Yani o kadar şeye katlanmak için aşktan kör olmak lazım. Ya da vardı öyle bir aşk ben hissedemedim.
Neyse açıkcası ben pek beğenmedim. Sıradan bir hikaye gibiydi. Daha etkileyici kadın hikayelerini birinci ağızlardan dinlemenin etkisi sanırım bana biraz yavan geldi.
Ama elbette hakkını vermek lazım Diyarbakır ve yemekleri güzel anlatılmış kitapta.
Canım arkadaşıma hediyesi için teşekkür ederim. :)
3 yorum:
bu kadının yazım şeklinde sürükleyen brşey var..
Çok güzel hikayeler olduğunu söyleyemem de,birşey var..
canan tan'ın kitaplarını hiç okumadım. bir ara merak sarmıştım arkadaşım vazgeçirdi. çok yalın kitaplar yazdığını ve her kitaptaki konunun birbirine benzediğini söylmeişti.. bitsede gitsek dediğin bir kitabı bırakmayıp bitirmen de güzel, bende sevmesem de illaki sonunu görmek isterim:))
Masal; o birşey olmasa bu kadar sevilmezdi herhalde :)
Çaylak; Arkadaşın iyi etmiş :) Ben Tuna Kiremitçi'de aynı şeyi yaşamıştım. Aynı kitabı okuyor gibi oluyor insan.
Yorum Gönder