19 Ocak 2010 Salı

Günaydın

Karikatür; Serkan Altuniğne


"Oynatmaya az kaldı doktorum nerede?" diyen Fatih Erkoç'u sevgi ve saygıyla anıyorum bugün. İnsanın hislerine bu kadar iyi tercüman olan bir parçayı bizimle buluşturduğu için O’na ne kadar minnettarım bilemezsin. Düşünebiliyor musun? Aklın, hayalin alıyor mu? Fatih Erkoç bu sözleri söylememiş olsaydı bugün halimi hangi cümlelerle anlatırdım? Anlatsam bile bu kadar etkili bir anlatım şekli bulabilir miydim?

Bulurdum elbette. Niye bu kadar takılıyorsam bu konuya inan hiç bir fikrim yok. İşte insan böyle şeylere takılıyor "oynatmaya az kala"

Sen durumumu mazur gör şekerim. Aklıma bir şarkı takıldı, nereden ve nasıl takıldı bilemiyorum. Gece, gündüz demeden dönüyor beynimde. İşin kötüsü Türkçe ya da İngilizce bir söze sahip olmaması. Bir klasik müzik parçası ve "gugıla" dırı dırı dırırım gibi mırıldanmalar yazdığında "bunu mu demek istediniz, şunu mu demek istediniz" diye beni yönlendirmeye çalışıyor. Düşünebiliyor musun beni yahu. "Ben ne demek istediğimi bilmiyor muyum lan" diyorum.Sinirleniyorum dostum.

Farkındayım o an elit ve terbiyeli, entel iş kadını portremden sıyrılıp bir Dudullu'lu gibi davranıyorum. Sonra anlıyorum ki 25 yıldır içinde yaşadığım semtin havasından, suyundan bir şeyler kapmışım. Nasıl kapmayım? Bir hapşırık 40 desibellik bir alanda 120 santimetrelik bir hızla, 65 kilometrelik kalınlıkta yayılıyor. Bir osuruğun ne kadar yayıldığını düşün sevgili dostum. Tahayyül bile edemiyorum. Aslında tahayyülün ne demek olduğunu bilmiyorum. Tahayyül edememe sebebim, anlamını bilmeyişim de olabilir.

İşte böyle sevgili dostum.

Her ne kadar Dudullu'lu olsam da aklına klasik müzik parçaları takılan ama yeri geldiğinde pembe çiçekli çoraplarının üzerine annesinin terliklerini giyip bakkala salça almaya gidebilen bir insanım ben. Ruhumdaki bu çokluk beni zenginleştiren ve bir o kadar da karamsarlığa iten. Kimim ben dostum?

Hatçegillerin kapıda oturup çekirdek çitleyen Seval miyim? Yoksa elinde kitabı, kulağında klasik müziğiyle entel Seval miyim? Dudullu'lu kimliğimi, entel kimliğimle bir türlü içiçe geçiremiyorum.

Hani bazı kadınlar vardır ya, sokakta hanfendi, mutfakta ahçı yatakta fahişedirler. Bu kadar çok şeyi nasıl yapıyorlar anlamıyorum dostum. Hiç mi karışmıyor birbirine bunlar dostum. Mutfakta fahişe olmuyorlar mı mesela ya da sokakta ahçı. Böyle kadınları kıskanmamak elde değil sevgili dostum.

Bir de böyle durmadan “dostum” diyen repçi zenci bir yanım var. Ama şu an ondan bahsetmek istemiyorum.

Dudullu'lu kimliğim komşunun horozu gibi entel kimliğimi de taşlıyor. Pembe çiçekli çoraplarının üzerine giydiği terlikleri fırlatıyor, mahallenin köpeklerine kıskıslatıyor.

Zavallı entel kimliğim ise o sırada kitap karıştırıp Dudullu'lu kimliğimin hangi psikolojik dürtülerle bunları yaptığını anlamaya çalışıyor.

İşte böyle cancağızım kişilik çatışması yaşıyorum.

Ne yapmalıyım sence ? İki kimliğimi de bırakıp saklıda kalan kimliklerimi mi keşfetmeliyim? İçimdeki tiki Seval'i bulayım en iyisi gidip starbakısta garip isimli kahvelerden içelim. Sohbet edelim bir gün. Dertleşmeye ihtiyacı var entel yanımın. Aslında Dudullu'lu yanımın da ağdaya ihtiyacı var ama onu şimdi burada konu etmek istemiyorum.

Lütfen geçmişinde bıraktığın Dudullu'luğu yanında getirme yoksa benimkisi ile bir olur börekçiye gider bol pudra şekerli Kürt böreği yerler...Eskiden yaptıkları gibi. Entel yanımın sinekli bir börekçiyi kaldırabileceğini sanmıyorum. Onu hepten kaybetmekten korkuyorum.

Zaten entel insanlar olma yönünde çok şey kaybettirdi bize Dudullu. Ama etnik yönümüzü de söküp atamıyoruz işte.

Hayat ne garip lan, vapurlar falan. (bi de böyle şapşal bir yanım var)

Ayrıca güzel değilim ama sempatiğim. Bir oturuşta en fazla 5 lahmacun yiyebiliyorum. Bir de burnumu karıştırıyorum mütemadiyen.

Günaydın Kanka. :)


"amaç sadece bir günaydın e-postası göndermekti. cıvıttım tabi ama güzel bir tepki aldım. :)"


13 yorum:

çingene dedi ki...

:)))))))))
günaydın:DDDDD
canım şöyle sıkı bi çaaaakk bi beşlik yapmak istedi senle. sen hep böyle deli deli yaz sevalim. kimliklerimizle barışalım..ve hatta yarışalım:))))

SeV@L dedi ki...

kader sana gülmüyorsa,
istediğin olmuyorsa,
hayatın da kayıyorsa,
boşver abi dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.
boşver abla dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.

sevgilin çakip gittiyse,
ümitlerin hep bittiyse,
artık canına yettiyse,
boşver abi dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.
boşver abla dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.

kaptırdınsa enişteyi,
kaçırttınsa sen yengeyi,
kaybettinse ah dengeyi,
boşver abi dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.
boşver abla dalgana bak,
çak o zaman çak çak çak çak.

hayret bişeyyyyyyyyyyyyy,
pes ettiyseennnnnnnnnnnnn.
olmaz böyle şeyyyyyyyyyyyyyy, dediysennnnn
yari kafayyyyyyyı bilseeeeeee
boşver manyaaaaaaak dalgana baaaaaak.
çak o zaman çaaaak çaaak çaak çak

***

aklıma bu şarkıyı getirdin Çingene :)))) Benden sana bu şarkı :D Çak o zaman çaak çaaak çaaak :D

creep dedi ki...

kimlik bunalımı yaşaman normal!
aşağı dudullu mu yoksa yukarı dudullu mu?
seçmen gerekir. Ondan sonra kendince bir analiz yap Sevalim:/

SeV@L dedi ki...

Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık her türlü kıllık yani Creepcim. :)

manu dedi ki...

Keloğlan masllarını biliriz hepimiz e seval de bilir o zaman.Rüştü Asyalı canlandırmıştı filmlerde o filmlerin birinde şöyle bir sahne vardı;
Padişah sorar bu 4 bardaktan birisi birşeyin iksiri hangisi olduğunu bulun.
Bir kaç kişi gelir ve bardakları sırayla seçerler ama hepsi yalnıştır.
-Padişah sonra s keloğlan söyle bakalım sen de şu sonuncuyumu seçiyorsun der.
-Keloğlan şöyle biraz düşünür hayır padişahım der.Bardakları alır birbirine karıştırır ve iksiri bulur.
-İşte bu padişahım der.
Evet bu sahneyi burda bu konuda örnekleye bilmem nasıl bir piskopat olduğumu göstersede aslında ben sadece
Mevlana dan alıntı yaptım,
"Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün."
Bir çoğumuz bunu yalnış anlarız insan olmadığı gibi görünemez, olduğu gibide görünemez.Ama insan ne olduğunu görür.Mevlana burada başka insanlara kendi yansımanızdan bahsetmez kendinize yansımanızdan bahseder.Zaten başka insanlarda ki yansımanız onların sizi anlayabildiği kadarıyla sınırlıdır.
Dip not:Bu benim görüşüm muhalefet istemez.

. dedi ki...

:)
burnunu karıştırma seval.
çok güzel olmuş.pek bi beğendim.

SeV@L dedi ki...

Manu; tamam muhalefet yapmıyoruz. Zaten Deniz Baykal kadar başarısızımdır muhalefetlik konusunda. :)

Masal; Teşşekkür ederim. :) Burnumu karıştırmıyorum :)

ebruli günce dedi ki...

bir de mfö nün deli deli kulakları küpelisi vardı kulak deilklerimi arttırdığım şu günlerde bana uyan bir şarkı :))
boşver içindeki sevalleri barıştırmayı filan,bahaneyle aksiyon yaşıyorsun işte fenamı yoksa hayat tekdüze çekilmez olurdu :))
ben seni böyle seviyorum biliyorsu
(ayça seni de seviyorum :))

manu dedi ki...

Sevalleri barıştırmakta ne olaki ortaya mütiş bir sentez çıkabilecekken(aslında durum şu bundan ibaret,hali hazırda sen bir içindeki sevaller senteszisin)halimce günce bence komedi unsurları içeren videonun ardından senin bu yazının okumuş ve aksiyon falan demiş ama öğle değil nerden mi biliyorum...

SeV@L dedi ki...

Halimcegünce; haklısın tedüze çekilmez oluyor hayat iyi böyle :) Ben de seni seviyorum. :) Ayça'yı da seviyorum. :)

Manu; Nereden biliyorsun? :)

manu dedi ki...

Nerden bildiğimin cevabı ilk yorumumun içinde açıklıyacaktım ama nedense hiç istemedim.

SeV@L dedi ki...

Neden istemedin?

ebruli günce dedi ki...

ne komedisi manu?