Küçüktüm ki beynim cücük kadardı, otobüslerde koltukların yanına ufak bir tabelada yazan bu uyarının çok acımazsızca olduğunu düşünür,ölesiye üzülürdüm. Annemin Maltepe'de oturan halasına yaptığımız yolculuklar ya da Kadıköy gezmelerimiz hem mutluluk hem hüzün yaşatırdı bana.
"Atılır" değil o "aittir" yani o koltuklar gerektiğinde hamile, bebekli hanımlar, yaşlı ve gazilere aittir.
Kendimi övmek gibi olmasın ama çocukluğumdan beri ince ruhlu bir insanım. Yok yahu bende nerede o incelik. Ben sadece kendini üzmeyi seven bir insanım.
Ben yarısı dolu bardağım.(İkiyüzlü insanım demenin daha egzantirik hali oldu bu ) Dışarıdan bakan dolu kısmı görse de içim bomboş benim. Arkadaş ortamların neşeli insanı aslında dünyanın en karamsar ve en kendinden nefret eden insanı. Bu hep böyle oldu çocukken de hep üzgündüm ki üzülecek şey bulamayınca üzecek hayaller kurardım. Sonra büyüdüm yine hep üzgündüm.
Cumartesi günü en yakın arkadaşlarımla oturmuş konuşurken tekrar farkettim ki içim gibi hayatım da bomboş. Herkes bir yerlere ilerlerken ben olduğum yerde kalakaldım ve artık hep olduğum yerde kalacağım. Bu bir sorun değil belki ama kendim için planlarım vardı. İçimdeki bu karamsarlığı yenecektim.
Neyse uzun zamandır içimdeki karamsar dışıma vurmuş durumda. Her ne kadar tekrar insan içine karışmaya çabalasam da her ne kadar gülsem de konuşsam da, yok artık bitti bu karamsar günler desem de içimde koooooocaman bir mutsuzluk topu var. O gitmiyor. Gitmeyecek. Dedim ya ben çocukken de böyleydim.
Ama A Beautiful Mind filmini izleyenler bilir. Nasıl ki John Nash hayali arkadaşlarını görerek ama onları görmezden gelerek hayatına devam ettiyse ben de öyle yapmaya çalışacağım. (bunun için bir dahi olmam mı gerek acaba ?)
Kendime ilk ödev; insanlardan kaçmayı bırak. Sonuçta herkes sensiz de hayatını sürdürebilir. Dertlerine ortak olacak ya da eğlenecek insan bulmakta kimse zorluk çekmez. Sen dışında herkesin bir hayatı var. Ama senin elindeki tek şey o bir avuç insan ve hiç kimse senin saçma sapan hallerini çekmek zorunda değil.
Ayrıca kendini mutlu edemesen de başkalarını mutlu edebilirsin.
Bu da ilk ve son iç açış olsun. Dolu tarafım görünsün hep.
Öyle her telden delireyazmaya yeniden devam.
Cumartesi günü en yakın arkadaşlarımla oturmuş konuşurken tekrar farkettim ki içim gibi hayatım da bomboş. Herkes bir yerlere ilerlerken ben olduğum yerde kalakaldım ve artık hep olduğum yerde kalacağım. Bu bir sorun değil belki ama kendim için planlarım vardı. İçimdeki bu karamsarlığı yenecektim.
Neyse uzun zamandır içimdeki karamsar dışıma vurmuş durumda. Her ne kadar tekrar insan içine karışmaya çabalasam da her ne kadar gülsem de konuşsam da, yok artık bitti bu karamsar günler desem de içimde koooooocaman bir mutsuzluk topu var. O gitmiyor. Gitmeyecek. Dedim ya ben çocukken de böyleydim.
Ama A Beautiful Mind filmini izleyenler bilir. Nasıl ki John Nash hayali arkadaşlarını görerek ama onları görmezden gelerek hayatına devam ettiyse ben de öyle yapmaya çalışacağım. (bunun için bir dahi olmam mı gerek acaba ?)
Kendime ilk ödev; insanlardan kaçmayı bırak. Sonuçta herkes sensiz de hayatını sürdürebilir. Dertlerine ortak olacak ya da eğlenecek insan bulmakta kimse zorluk çekmez. Sen dışında herkesin bir hayatı var. Ama senin elindeki tek şey o bir avuç insan ve hiç kimse senin saçma sapan hallerini çekmek zorunda değil.
Ayrıca kendini mutlu edemesen de başkalarını mutlu edebilirsin.
Bu da ilk ve son iç açış olsun. Dolu tarafım görünsün hep.
Öyle her telden delireyazmaya yeniden devam.
5 yorum:
noolmuş lan burda böyle?!
yavrugüzelim delireyazım okurken kendimi gördüm ve harbi güldüm. tamam komik değil biliyorum ama ben düşene de gülerim zaten :P. ben de hiç bişey bulamasam senaryo yazıp, başrolü oynayıp kendi yazdığı drama ağlayanlardanım. hele de uzun otobüs yolculuklarında Allaaaaaahh vakit de bol ya. camdan dışarı bakarsın..bakarsın..bakarsın..sonra yazmaya başlarsın. gelsin trajediler dramlar eski hikayelerden en can acıtıcı delici oyucu parçalar. sonra da ühhhüüüü ühhhüüü, batsın bu dünya hönkk. bi süre sonra lan ben niye ağlıyodum neolduydu falan diye bi silkelenme ve kendine gelme durumu. ama severim ben be. sebepli sebepsiz ağlamak acayip iyi gelir bana. ağladıktan sonra aynada da bi güzel görünüyorum kendime. Allahım gözler pırıl pırıl yanaklar al al, bi mahsunluk çökmüş üstüme. sırf bunun için ağlayabilirim:) manyaklık parayla değil ya. evet ağladıktan sonra aynaya bakıyorum:))))
sözün özü diyeceğim odur ki olur böyle şeyler dök içini rahatla:)))))
ay lav yu beybi.
çingene
Baykuş ne olmuş la :) Valla bende pek şeyedemedim bu şablonu bi garip gibi sanki deyişik :)
Çingenemm valla otobüste bende cozutuyorum arada o yüzden hep kitap okuyorum ya da müzik dinliyorum falan :)
İkinizi de çok ay lav yu :)
ben hepinizi ay lav yu tuuuu =)) güneydin güzeller, bi de baykuşlan seval çok bi özledim len =((
gel de pideci nizam yapalım lan, ben de cok özledim!
Yorum Gönder