12 Nisan 2010 Pazartesi

KeDiN mİ vAr DeRdİn VaR - 2



Çok kısa bir zaman önce herkesle kavgalıydım, herkesin kalbini kırıyordum, lanet, çekilmez, aksi ve asabi ötesi bir insana dönüşmüştüm. (Asıl halim bu benim yahu ) Geceleri uyku problemleri yaşıyorum, karabasanlar falan gelip basıyorlar ümüğüme imf gibi. Korkunç geceler yaşıyorum.

Evdekiler de sağolsunlar nerede uyursam orada bırakıyorlar beni. Oturma odasında koltukta, annemlerin, kardeşimin yatağında, antredeki halının üzerinde falan. Bir gece oturma odasının en rahatsız koltuğuna uzanıp battaniyeyi kafama çektim. Erman ile Şansal'ı dinliyordum gözlerim kapalı ki uyuyakalmışım. Rüyamda Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka elele kırlarda koşuyorlardı. Penaltıyı vermeyen bir hakemi kovalıyorlardı.

Sonra birden nefes almakta zorlandım ve suratımda bir ağırlık hissiyle uyandım. Gözlerimi açıyorum her yer karanlık. Korkudan ölmek üzereyim, yüzümde kocaman ve ağır bir şey var. Resmen biri oturuyor suratımda. Neyse efendim, baktım elim kolum rahat hareket edebiliyor, suratımda ağırlık hissi yaratan şeye dokunmaya başladım. Bir kaç saniye sonra anladım tabi suratımdaki ağırlık Pıncır'ın koca götü. Evde o kadar yatacak yer varken, gelip suratıma yatmış hayvan.

Yahu kedi dediğin ayak ucuna kıvrılır, insanın koynunda uyur falan ama yok Pıncır hiç birine lüzum görmeden suratımda yatmayı tercih etmiş.

Babamda gitmiş yatmış tabi ben bütün geceyi etraftaki sesleri dinleyip, tırsarak geçirdim. Bu da babaannemle geçen yılların armağanıdır ev ağzına kadar dolu olsa da herkes uyursa, ben sorunsuz bir dönemimde bile olsam uyuyamam ki zaten psikolojik fenalardayım. Sonra ertesi gün otobüste kitap okurken ağzım bir karış açık, kafa otobüsün tavanına dönük şekilde uyuyakalışımdan bahsetmiyorum bile.

İşte bu da böyle bir anımdı.

Dün akşam Zekai kedisi sinek kovalarken oturma odasının perdesinde devasa bir yırtık oluşturduktan sonra aklıma geldi bunlar. Kedi hayvanı dediğin şey hem psikolojik, hem fizyolojik bir zararlıdır. Beraber yaşamaya başlamadan evvel üç kulhuvalla bir elham okuyup gözlerinizi kapatıp, rabbinizin kalbinize ne yazdığına bakmanız lazım.





Yani Aylak Kedicik annen izin vermiyorsa bir bildiği vardır.

bu da o görmek istediğin kedi, Fındık :)




-------
Çok alaksız olarak ;

- Doğadan'ın mürdüm erikli ve üzüm çikirdekli ve bilimum bitkili çayının tiryakisi olmuş durumdayım.

- Bariz bir şekilde futbolsever oldum. Acayip yorumlar yapıp, "Seval haklı" dedirtiyorum kendime. "Neresi faul onun beaaa" diye kavga bile edebiliyorum. Bir de tutacak bir takım bulursam çok fena fanatik olurum. Holigan bile olurum kırar, dökerim yeminle.

Gözlerimi kapatayım bakayım rabbim ne yazacak kalbime.

5 yorum:

Aylak Kedi dedi ki...

ay bir güldüm ki sorma gitsin :))
allam ya ne tatlı bi kedi ya tasasız gitmiş hatunun suratında uyumuş resmen :))

annem sırf tüylrinden şikayetçi sevalim yani onun derdi başka, ya bıraksa beni kedilerle mutlu mesut yaşarım, bak bu yazını okurken bile iç geçirdim.. bilemezsin içimdeki özlemi kedilerinlen yaşarken :((

fındık'a aşık olduk sanırsam.. derdim çok büyük :)

Seval dedi ki...

Ben kedisiz, köpeksiz, kuşsuz bir hayat nasıldır hiç bilmiyorum açıkçası. O yüzden bana böyle konuşmak kolay geliyor elbette :)

Hayatımın her döneminde kedimiz mutlaka oldu ki bizim ev 7 kediyi bile gördü. :)

Pıncır'a gelince kendisi anlatılsa roman olur o derece acayip bir hayvandır. Suratımda yatması normal :)

Fındık hanım'ın lakabı Dilber'dir. Aşık olmamak imkansızdır. :)

manu dedi ki...

Pas.

çingene dedi ki...

manyak kediiiii:))))))

heidi dedi ki...

Hamile bir kadının koca göbeğine en hızlı hangimiz atlarız denemeleri yapan 2 manyakla yaşayan bir anne adayı olarak isyanını haklı buluyor ve destekliyorum. Ama işyerindeyken bile onları özlediğimi de itiraf etmek istiyorum.

Sevgiler.