8 Nisan 2010 Perşembe

Darmadağın bir elbise dolabı gibi aklım



Benim dolabım gibi mesela. Siyah ve gri ağırlıklı renkleri elbiselerin, her biri bir diğerine karışmış ve aradığını bulmak çok zor. Hele ki ne aradığını bilmiyorsan. Uzun uzun zamanlar dolabın karşısında heba oluyor. Geniş raflardan ikisinde kitaplar duruyor ki onlar da darmadağın.

Bazen ben dolaba boş boş bakarken, Fındık gelip zaten darmadağın olan raflardaki giysileri aşağıya döke saça kitapların yanına çıkıyor. Bir iki kitap, üzerine notlar yazılmış ve dolaba atılmış kağıtların bir kısmını aşağıya atıp yer açıyor kendine ve yatıp yüzüme bakıyor. Çok mutlu görünüyor orada. Dokunmuyorum ben de rahatına.

Ivır zıvır eşyaya bakıyorum bir başka rafı kaplayan. Fincanlar, mumluklar, üzerinde kedi resmi olan bir topaç, eski fotoğraf makinaları, hangi tarihten kaldığını bilmediğim tab ettirilmemiş bir film, oyuncaklar, bazı özel günleri anımsatması için saklanan küçük şeyler ve daha bir sürü ıvır ve zıvır. Ve hepsi karman çorman.

Dolabın iç kapağına yapıştırılmış fotoğraflar bile dağınık bir düzendeler. Düzenin de dağınığı nasıl olur ki. Saçmalıyorum.

Benim dolabımı toparlamam gerek. Daha doğrusu aklımı. Ruhumu ve bedenimi. Beni toparlamam gerek.

Yine yeni yeniden.





4 yorum:

manu dedi ki...

Benimde dolabıma hangi hangi elbiseyi nasıl almam geektiğini anlamam gerek.

Aylak Kedi dedi ki...

ne kadar da ben var yazıda.
ya siyah alışkanlığımı bırakmam mı gerek nedir.. bir karışınca .. e zaten hepsi simsiyah döküyorum bişey bulmak için, beynime kramp giriyor.

beni de toparlasan keşke..

geveze baykuş dedi ki...

bahar dağıtır biraz, hem akılları hem de her an değişen havaya karşı ne giysem derken dolapları :) ama güzeldir len, toplama sen de, bırak kalsın öyle. tadını çıkar. öperim :)

. dedi ki...

ŞU DOLAPLARI HER ZAMAN DERLİ TOPLU OLANLARDAN NEFRET EDİYORUM..Ayrıca akıl dediğinde biraz karışık olmalı,