ben düşler sokağında, cehennem apartmanının, bodrum katındaki, kaldırım manzaralı penceremin önüne oturmuş, artık olanları kaldırmayan yüreğimde sızı, kucağımda miskin kedim, omuzlarımda keşkelerimle birlikteyim...
karşı kaldırımda zaman hızla değişmekte ve hayatlar geçmekte penceremin önünden sadece ayaklarını görebildiğim...
aklımdaysa bir düş...
bahçesinde kocaman bir akasya ağacı, hanımeli ve iğde çiçeklerinin kokularıyla bezenmiş, pembe panjurlu bir evimin olduğunu ve penceremin önünden geçip giden hayatların ayaklarını değil de gülen gözlerini görebildiğim bir ev, bir hayat düşlüyorum...
Ahh... Bu düşler beni bu hale düşeren.
Bir sigara...bir sigara daha.......
4 yorum:
düş! hayal ederken içine düştüğün için ve çıktığında sendeleyip gerçeğe düştüğün için "düş" denilmiştir belki.Girsen de çıksan da düş işte :)
oldu mu şimdi,
sen ki hayatının daha başındayken,
sen ki yaşanacak güzel günleri önündeyken,
sen ki hergün iki hatundan bir sürü tiyo alırken :)))
böyle dersen biz ne yapalım?????
silkelen bakalım hadi,
hadi hadi at bakalım omuzundaki o keşkeleri,
yüreğindeki sızıya söyle sızlanıp durmasın artık,şikayetle bir yere varılmaz,değişmek lazım,
kedini de kıstır koltuğunun altına,sen harekete geçince o senden de hareketli olur nasılsa, doğru sokağa..
Hayır bahçeli akasyalı ev aramaya değil,o zamana daha çok var, gençsin.
Sen hayatı yaşamaya çıkacaksın sokağa,
ve güleceksin,
hayatının tadına varacaksın...
Ha bir de bahçesinde akasya olan bir evin önünden geçerken biraz durakla ki hayatı oradan seyredenler zevk alsın,eskiyi hatırlasın.
ben düşler sokağında bir gece vakti diye başlar Ezginin Günlüğü şarkısı. Aklım oraya kayıyor.
Birde Düş sokağı Sakinleri'nde Sevdan bir ateş gibi damardan girerek bir cümle ile beni nerelere götürdün benim en sevdiğim kankam.
Yapma.
vur hayatın a.koy.
çok güzel yazmışın be...
Yorum Gönder