11 Ekim 2011 Salı

Bugünkü mutsuzluk ve yalnızlığımın tüm sebebi şahsen bizzat kendim olduğu için, kimseyle bir derdim yok aslında. Ama herkes her şeyi üzerine almaya bayılıyor. Misal "biz geldik diye mi suratın asık senin?"  ithamlarına maruz kalıyorum. Halbuki bilseler ne mutluyum kafamdaki seslerle bir başıma kalmadığım için.

hüzünlü değilim benim mizacım böyle. 

Kendimle boğuşuyorum ve evet bu sırada arkadaşlık ve diğer ilişkilerimdeki görevlerimi  aksatıyorum suçluyum.

Mesela geçen gün çok yakın dediğim arkadaşlarımdan biriyle konuşurken öyle bir şey oldu ki, ben hakikaten çok aptal biriyim onu tekrar anladım. Günlerdir o sözü düşünüyorum. Hakettiğim bu herhalde diyorum. Yani yine O'na değil de kendime kızıyorum. Kim ne derse haklıdır, dedim ya ben de çok iyi biri sayılmam.

Her neyse hayat çok garip, vapurlar falan işte. Böyle garip ruh halleri içindeyim uzunca zamandır.


Rina filmini hatırladım madem -ki arkadaşlık üzerinedir film. hatırlamam pek de garip olmadı yani- güzel bir şarkı alıntısıyla devam edeyim. Akşam Güneşi diyeyim. 


Aslında benim bu şarkıyı ilk duyduğum an çok çok güzel bir an, sonra tesadüfen filmde de karşıma çıktı. Bir de Orhan Baba'dan dinlemeyi tavsiye ederim tabii ki.

3 yorum:

domatessuyu dedi ki...

sek olsun:))))

SeV@L dedi ki...

çarpmasın ?

domatessuyu dedi ki...

olacaksa tam olsun,çarpsın varsın:)