25 Ağustos 2011 Perşembe

Çükübik



Böyle bu kadın gibi bir kaç işte birden başarılı olabilen insanlara acayip derecede sinir oluyorum. Karen ablamız aslında model yani bir kaç işi aynı anda yapabilmenin yanı sıra taş gibi de hatun görüldüğü üzere. Ama tutmuş gitar çalmış, şarkı söylemiş falan işin kötüsü çok da beğendim. Stiline de ayrı hayran kaldım o elbise ne kadar da güzel bir şeydir öyle.

Bir Zooey Deschanel bir de dayım var böyle gıcık olduğum. Hele dayım ki bunlara on basar ben de zaten kendisine "her boku bilen adam" diyorum. Ama dayımın bir problemi var Zooey ve Karen ablalarımız gibi taş değil kendisi. Bildiğin kıllı Türk erkeği. O yüzden hala meşhur olamadı. Zaten bizim aileden de değil büyük ihtimalle tüm sülale obezken onun fit bir insan olması çok şaçma. Niye dayımdan bahsediyorum şimdi bilmiyorum. Yetenek denilince aklıma o gelir hep. (Yetenek denince sizin de aklınıza gitar çalıp şarkı söylemek gelmesin.) Pek severiz kendisini. Anne baba demeden önce Celal dayı diyen bir kardeşim var mesela .

O değilde hadi beni geçtim herkes ne kadar da mutsuz şu sıralar...

Yok dayım değil O'nun oğlu Diyarbakır'dan askerden döndü o mutlu şu sıralar. :)


11 yorum:

Defter-i KebiR dedi ki...

°herkes ne kadar da mutsuz su siralar" diye teee yılın başından beri düşünüyorum ve yılın başından bu yana mutsuzluğunun farkında bir mutsuz olarak onu engellemeye çalışıyorum. şu sıralar mutlu değilim ama en azından kendimi mutsuz olarak nitelendiremeyecek kadar nötrüm. yeter mi bilmiyorum ama iyi gününde şükreden ama kötü gününde şükrü unutup, şikayet edenleri sevmem. ondandır bu halime de şükür diyorum. bi de insanlardan uzak duruyorum. kendime vereceklerim yoksa başkalarından almaya meyilliyim demektir, bu da tehlikeli. keza karşındaki her zaman günlük güneşlik olmayabilir.

kafam ne kadar da karışıkmış haaa=D Seval bir mutsuzluk lafı etse de yazsam diyormuşum meğer :D neyse buna da şükür bunlar iyi günlerim, daha kötüleri ardımda kaldı. kafamdaki sesler sustu, içim kendini yine sever oldu...

böyle zamanlarda en güzeli mükkem bir sofra hazırlayıp dostlarla büyüklerin başına geçmek en güzeli ya neyse ramazan ramazan bunu aklına getirmeyeyim...

her şeye rağmen diyorum ki yinede: "bir sır var gülüşünde Sevaaaal!!!" hihiihiiiih!!!

Defter-i KebiR dedi ki...

bi de başlığı açıklayan bir yazı da istiyoruz, yok öyle başlığa çükübik deyip geçiştirmek: bu kavram size neler çağrıştırıyor acep Seval Hanım?, bize bi iki cümleyle açıklar mısınız? :DD:

SeV@L dedi ki...

Şimdi Sayın Defter-i Kebir;

Öncelikle belirtmek isterim ki ben var ya ben iyi gününde "şükür" kötü gününde "isyan" eden insanım. Hele son bir aydır ergen isyanları bile benimkilerin yanında az kalır yeminle. Ergenlikte götüm yemedi yapmayı şimdi çıkıyo acısı diye düşünüyorum :D

Bir de o insanlardan uzaklaşma işini bende yapıyorum aslında pek iyi bir şey değil gibi geliyor ama ben bilmem tabi beyim bilir. :)

Ben "herşey geçer" derdim her zaman. Sonra "yok a.. koyayım geçmiyor" demeye başladım orada kayboldum gittim. Ama geçiyor lan geçmeli yoksa hakkatten ağzını burnunu dağıtırım mutsuzluğun ben asabi insanım :)

Neşet Ertaş dinleyip yavaş yavaş keyfimi buluyorum şimdilik. :)

Başlık meselesine gelince; hep cinsel açlıktan bunlar ehehe :D

Bi de son olarak; çok seviyom len seni :)

Defter-i KebiR dedi ki...

ben de o son kısma bitiyorum desem =D duygularımız karşılıklı len =D

EmeL dedi ki...

Ben de Neşet Ertaş istiyorum yok bu beni mutlu edecek bir yiğit ya :(

Kısaca Fd dedi ki...

bana da garip gelir bir şarkıcının bir oyuncunun aynı zamanda güzel olması. Büyük şans ikisinin üçünün bir arada olması.

SeV@L dedi ki...

Emel Hanım Neşet Ertaş isteklerinizi biraz olsun yerine getirmeye çalıştım sanırım mutlu da ettim gibi :)


Kısaca Fd; Hayat çok adaletsiz.
Onlardan birini bile bulamayanlar varken üçü beşi bir arada olsun adalet mi bu şimdi?

Kısaca Fd dedi ki...

deme öyle herkeste en az bir tane vardır şimdi.

SeV@L dedi ki...

Ajdar'da da var mı? :)

Kısaca Fd dedi ki...

vardır da o yanlış kulvarda şansını zorluyo :)

guguk kuşu dedi ki...

amma negatifsiniz beaaaa, bi kuaföre gidin, ne biliiim, bi ağacın altına oturun, ommmmm diyin.