7 Nisan 2011 Perşembe

DSS- Gayret Et Güzelim

Cumartesi günü, arkadaşımızın nikahından çıkıp Ersin'le Emel'i eve bıraktıktan sonra köprü trafiğinde ilerlemeye çalışırken radyoda eski bir şarkı çaldı. Biz eski şarkılara daldık, Düş Sokağı Sakinleri dedik elbette. Çok dinlerdik eskiden, Adapazarı'ndayken.

-Ersin tek katlı üflesen yıkılacak bir evde otururdu, kar yüzünden tutsak kalmıştık şehirde bütün günü elektrik sobasının önünde çay, kahve, sohbet ve şarkılarla geçirmiştik.-

  "Ben dinleyemiyorum artık onları" dedim. Bana iyi şeyler hatırlatmıyor.

Dinleyemiyorum. Hep aynı kötü günler canlanıyor gözümün önünde. Uykusuz geceler, mum ışığı, Gayret Et Güzelim, gözümde donan yaşlar, içimde oturan taşlar. Uykusunda bile ağlardı. . . Gayret et güzelim derdim geçecek. Ama böyle bazen geçmiyor. Zaman siler her şeyi diyorlar ya silmiyor. Silmiyor. Gençlik ve güzelliği yok etmekte ki acımasızlığını, acıları silmek için kullanmıyor zaman.

Sensizlikten olsa gerek çekilmez oldu buralar...






Biter elbet bu yağmur... 

4 yorum:

AVRAM dedi ki...

Seval, senin bu yazılarını okuyan köprü üstünde yaşadığını sanacak...Bu ne len.:)) "Metrobüs üstü aşıkları" gibi oldun yahu.:))

manu dedi ki...

Gayret et lan az!

heidi dedi ki...

Düş Sokağı Sakinleri bana da Apazarını'nı üniversite günlerini hatırlatır. Zaman gerçekten hiçbir şeyi silmiyor. Biz silsin istiyoruz ve öyle davranıyoruz. Seni okudukça pek çok ortak nokta bulmuyorum. Çizgileri birleştirince bakalım ne çıkacak...Adapazarı, sıkıcı işlerimiz,sevdiğimiz şarkılar..

SeV@L dedi ki...

Avram Usta ; Evim, ailem, akrabalarım, arkadaşların bir kısmı Anadolu yakasında. Sonra işim, çok sevdiğim arkadaşlarım Avrupa yakasında ben de iki yaka arasında koşturup duruyorum :)) Evlenirsem falan nikahı köprüde kıydıracağım bu gidişle.

Manu ; Gayret gayret nereye kadar lan :)

Heidi; Kediler var bir de Heidi kediler. :)