Bilindiği üzere dün Türkiye gençliğinin hayatındaki en önemli günlerden birisiydi. Stres, korku, kaygı, sıkıntı ne kadar kötü his varsa hepsi Cumartesi gecesinden başlayarak şiddetli karın ağrılarına dönüştü.
Bu muhteşem duyguları yaşayanlardan birisi de benim kardeşimdi. Sınava girerken yanında ben vardım. Endişeli aile rolüydü bu seferki rolüm. O kadar kötü oldu ki O'nu ilk kez böyle gördüm diyebilirim. Gözlerim doldu haline. Çocukcağız on yaş yaşlandı gözümün önünde.
Her ne kadar bütün sene dershaneyi, okulu asıp günlerini ve gecelerini çoğunlukla bilgisayar başında geçirse de sınavı kazanabileceği umudu var galiba. O umut bende de var. Çok garip birşeydi o okuldan içeri girerken içimden niyeyse ağlamak geldi. Ortam psikolojisi herhalde.
Neyse bizim tekne kazıntısını sınava yollayınca önümdeki üç saati değerlendirmek için önceki gün okulu bulmak için gittiğimizde gördüğümüz, yavrularıyla çimenlik bir yere atılan kara kızın yanına gittim. Sabah çıkarken bizimkilerin mamasından almıştım yanıma hala ordaysa onu veririm umuduyla gittim. Oradaydı.
Oturdum, hemen kucağıma atladı. Biraz sevdik birbirimizi sonra kap almayı unuttuğum için biraz su içirdim avucumdan. Çok susamış. Suyunu içince hemen yavrularının yanına döndü. Bende yanlarında oturup iki senedir başlayıp başlayıp bir türlü okumayı beceremediğim kitabımı okumaya çalıştım. Tabi yine okuyamadım.
Ama umutluyum bir gün okuyacağım Murat Uyurkulak'ın Har kitabını.
Arada kediciğe su koymak için kap arama dışında yerimden kalkmadığım için çok kısmi şekilde bronzlaştım. Amele yanığı olarak tabir ediren şahane yanıklarım oldu. Ensem çok acıyor. :)
Sınavın bitişine yakın kediciğe bulduğum eti puf kaplarıyla su ve bolca mama bırakıp vedalaştım. Onları ordan alıp eve götürmeyi çok isterdim ama mümkün değildi. Aklım hep onda.
Okul kapısının önünde endişeli kalabalığa karıştım bu kez kimseyle muhabbet etmek gelmedi içimden. Aileler çocuklardan daha endişeliydi daha sıkıntılı. Tam zoraki sokulduğum bir muhabbetten kaçmaya çalışırken kardeşim sınavdan çıktı. O an gözüme pek sevimli göründü. İlk cümlesi "keşke daha fazla önem verseydim çalışmaya" oldu. Hayatının keşkelerini sıralamaya başladı. Bu kafayla devam ederse daha çok keşkesi olacak.
Benimde içimden bir keşke geçiyor. Keşke world of warcraft bölümü olsa da kardeşim üniversiteli olsa. :)
7 yorum:
kardeşin için hayırlısı olsun. Bu arada şarkı öyle değildi. ya her neyse:)
wonderwall
kedisiz bi dünya düşünemiyorum ya! ne kadar sıkıcı ve donuk olurdu her şey... dün bi yavru gördüm işe giderken, fotoğrafını çektim. pek oyuncuydu şerefsiz. bugün onun fotosunu koyayım da ortalık şenlensin bari :)
öperim
Çıplak ayaklı uyuyan kontes; sen beni sazan mı yapacaksın:)
grup deli'dir şarkıyı yapan. Mahkemelik olmuşlardır,Osym ile:)
Şarkının orjinali;ÖSYM G*TÜMÜ YE:)
Allahım bana bunu buraya yazdırdın ya. Kendimi dolduruşa gelmiş hissediyorum:)
Wonderwall
Wonderwall'a
:) Aslında yazının başlığını önce senin yazdığın şekilde yazdım ama sonra vazcaydım öyle yayınlamaktan. Ama sen benim yerime aslını yazdın. :)
Seni kötü emellerime alet etmiş gibi oldum biraz. :))
biraz öyle oldum.
sazan gibi atladım hemen:)
wonderwall
Bu daha başlangıç.
ÖSS'yi kazanmak, doğru kararı verip en doğru tercihi yapmak, üniversiteyi bitirmek, kariyer çizgini doğru çizmek, doğru insanlarla karşılaşmak gibi tesadüfler de işin içine girince yalnızca ÖSS değil de hayat zor diye bağır bağır bağırmak geliyor içimden.
Dilerim kazanır ve hayata iyi bir başlangıç yapar.
konunun haricinde şöyle söyleyim...
bu resimler muhteşemler..
Yorum Gönder