23 Haziran 2009 Salı

Delireyazdım.





Sabah yine binbir zorlukla kalktım yataktan. Yazın daha bir bezgin oluyorum niyeyse. On dakikalık yolu yirmi dakika da yürüyüp, otobüs durağına varır varmaz oturacak bir yer kestirdim gözüme. 50 yaşlarında 150 kilo ağırlığında hırıltılar çırarak yürüyen ve bulduğu yere kendini "pat" diye bırakıveren, çirkin bir kadın gibi hissediyorum kendimi.



Otobüs yine dolum kapasitesini zorlar biçimde geldi. Arkası gelmeyen arkaya ilerlemelerin akıntısına kaptırdım kendimi. Otobüsün en sonunda oturacak bir yer buldum. Şanslıydım, zaten şansım böyle saçma yerlerde yanımdadır. Kitabımı okumaya başladım. Aslında bu kitabı okumaya dün başladım. Ama yine odaklanamadığım için dün okuduğum sayfalar fluydu.



Vira Bismillah diyerek yeniden başladım. "Rüyamda bir uçan balon görüyorudum. Rengini seçemiyordum ama gökyüzü gıpgri, bulutlar bembeyaz, güneş de sapsarı olduğuna göre, gıpgri, bembeyaz ya da sapsarı dışında bir renk olmalıydı muhakkak." diye başlıyor kitap. Hiç anımsamıyorum böyle olduğunu. Eskiden olsa unutmazdım.



Hava sıpsıcak, otobüs dopdolu, trafik sıpsıkışık. (Sonuncusu pek olmadı galiba. Neyse...) Gitmeyen bir otobüste yolculuk olmayacağı için inip yürümeye başladım. Aslında indiğimde varacağım noktaya yakın bir yerde olduğumu zannederek indim. Değilmişim. İnsan yıllardır gittiği yolun neresinde olduğunu bilmez mi? Otobüsle kat ettiğim yol kadar yürüdüm. Elimde kitabım, parmağım kaldığım sayfada. Minübüsteki şişman kendini anlatıyor. Otursam hikaye olacaktı ilerleyen.



Uzun uzun yolları katettikten sonra yüzyılın projesinin durağındaydım nihayet. Ve uzun uzun bekledikten sonra tanımadığım insanlarla hayli samimi olarak, bunalarak, boğularak, delireyazarak ve bayılmamak için kendimi zor tutarak, o otobüsten inip bir diğerine iltica ederek. Uzun yollar, üç vesait hayli yorgunlukla iş yerine vardım.



Kitap minübüsteki şişman kadının hikayesinde kaldı. Aklımdan "acaba her büyük şehirde de aynı çile hergün ve yıllardır yaşanmakta mıdır?" diye geçti. Parası bizim ceplerimizden çıkmış olan 150 metrobüsten acaba bugün kaçtanesi yoldadır diye düşündüm. Ağaçların altında uyuyan kediyi görüp "hayatlarımızı takas edelim mi len? hadi n'oooolurr n'oolur" diyesim geldi. Çalışmak için çektiğim bu kadar eziyetten sonra bile cebimde 5 kuruş olmaması canımı sıktı. Bir gün bir gaspçı param olmadığı için öldürecek beni diye korktum. Parayı biz mi yiyoruz, yoksa para mı bizi yiyor? Son zamanlarda çok takılıyor bu soru aklıma. Bu akşam spor çantamı hazırlayıp bir süreliğine avrupa yakasında yaşayan candostum'a yerleşmeye karar verdim. Evden uzak olmayı sevmiyorum. Dinlenemiyorum.



Bu sabah resmen delireyazdım. Daha bir sürü saçma şey geldi aklıma. Hayattan, İstanbul'dan, kendimden, işimden(ondan zaten nefret ediyorum ama bu sabah iki katına çıktı.), herşeyden nefret ettim. Zaten yorgunum, bezginim. Herkes aynı, herkesin yüzünde aynı bezgin ifade var. Meclis gibi tüm ülke üç ay tatil olsa. Anca kendimize geliriz.

Yoksa delireyazmakla kalmaz deliririz. En azından ben deliririm söyleyim şimdiden. :)

7 yorum:

geveze baykuş dedi ki...

yok yok, sen dondurmalık olmuşsun...

boş-verrrrrr al-dır-maaaaaaaaa

SeV@L dedi ki...

Değil mi ya ? Ben bir dinleyip neşemi bulayım. :)

boş-veerrr al-dır-maaaa
alırım diye kandırma :)

creep dedi ki...

senin sıkıntılı anlarını, keyifle okuduğum için özür dilerim.
Gülüyorum, çünkü durumunu çok güzel anlatıyorsun.
Hele kedi ile hayatlarını değişmen çok güzel.
Güldüğüm için çok özür dilerim.:)))
tutamıyorum kendimi.:))))))))))
tekrar özür dilerim.

edaliminyeri dedi ki...

Hepimizin üstünde bir bezginlik,bir bıkkınlık hangimizin sayfasına baksak benzer serzenişler
biri çıksada umut dağıtsa hepimize, ne güzel olurdu değil mi?

Sor bakalım o kediye bir arkadaşı varmıymış benimle yerini değişecek...
Sevgiler...

sad dedi ki...

"mahrem" değil mi o kitap. cık cık cık. olmaz o kitap bu ruh haline:))

SeV@L dedi ki...

Creep; Ne gülüyon yaa!! Şişşt gülmesene :)))

Eda; Bende dört tane kedi var. Kendi kedilerim bile kabul etmiyor takası. :)) Nankör bu kediler. :)

Sad; Evet "mahrem" kitap okudum okudum hala birşey anlayamadım. Sanırım bırakıp bir ara tekrar okuyacağım. Kafa bi dünya. :)))

Sevgiler...

BEYAZ TUVAL dedi ki...

Kendi adıma çevremde delirmemiş kimse yok. Delir, nispeten rahat edersin.

:)


Sevgiler